Aiden ve Genji 2014’ün nisan ayında İngiltere’de dünyaya gelmişlerdir. Babaları Ethan bir İngiliz askeri anneleri Sakura ise aşçıydı. Babaları İngiliz anneleri Japon olan bu kardeşler küçüklüklerinden beri birbirlerinden ayrılmamışlardı. İki kardeş birbirlerine gayet yakınlardı. Her kardeşlikte olduğu gibi ara ara tartışmalar, fikir ayrılıkları yaşarlardı.
Aiden babasına çok düşkün bir çocuktu ve babası da çocuklarıyla oldukça ilgilenen bir ebeveyndi. Aiden aynı babası gibi olmak isterdi. Kendine güvenen, gözü pek, korkusuz, yerine göre otoriter ve yerine göre naif, zeki, çalışkan. Babası bazı konularda acımasız olabiliyordu ve Aiden bu yönüne fazlasıyla maruz kalmıştı. Bu durum ileride Aiden da acımasızca davranışlar da bulunmasına yol açacaktı. Babasına çok düşkün olan Aiden’ın annesi ile de arası gayet iyiydi, annesini de babası kadar severdi. Kardeşiyle aynı yaşta olmasına rağmen abilik taslamayı sever ve öyleymiş gibi davranırdı. Ethan asker olduğu için Aiden ve Genji doğdukları andan beri Lojmanlarda yaşamışlardı.
Aiden babasını kahraman gibi görür ve o kahraman gibi olmayı çok isterdi. Lojmanda ki çocuklarla oynarken hep asker olmayı seçerdi. Bulundukları lojmanda çok sayıda eğitimli Alman kurdu vardı ve Aiden hepsiyle oynamayı çok severdi, iş için götürüldüklerinde üzülür ve babasından köpek isterdi. Lojmanda bulunan çocuklarla arada kavga da ederdi ve her seferinde akşamında azar işitirdi. Anne ve babasının kızması bitince kardeşinin yanına gider ona sarılırdı. Aiden biraz sıkıntılı bir çocuktu huysuz, yaramaz, bir yaptığı bir yaptığını tutmayan, hareketli, daha çocuk olmasına rağmen bazen acımasız, kavgacı, dediğim dedik. Ne kadar ters birisi olsa da kardeşi onun için hep bambaşkaydı. Ona asla kıyamaz, istediklerini bir şekilde yapmaya çalışırdı. Kardeşini rahatsız eden biri olursa yaşına bakmaksızın diklenirdi. Kardeşiyle oyun oynamayı, çizgi film izlemeyi de çok severdi. İki kardeş çizgi film, çizgi dizi izlerken annelerinin yaptığı kurabiyeleri yiyip süt içmeye bayılırdı. Aiden, çocukken yaramaz da olsa ailesi tarafından sevildiğini bilir ve hissederdi bu da onu güvende hissettiriyordu. Bazen babası işleriyle uğraşırken Aiden’ı da yanında götürürdü, babasını izlemekten aşırı zevk alırdı. Babası evrak işi bile yapıyor olsa heyecanla izlerdi. Komşuların hepsini rütbesi ile tanıyordu çünkü babası öyle sesleniyordu bu durumdan dolayı isim olarak hiç birini neredeyse hatırlamıyordu Aiden. Askeri üsde en sevdiği yer çok net antrenman alanıydı. Lojmanın antrenman alanı tam eğitimli köpeklerin kulübelerinin oradaydı ve askeriye olduğu için çocukların oynayabileceği park gibi bir seçenekleri yoktu. Orada antrenman yapan askerleri izler ve kendisinin de öyle olacağını hayalini kurardı hep.
Bir gün babaları ve anneleri dışarı çıkmışlardı. Çıkarken eve yiyecek ve içecek alacaklarını evden çıkmamaları gerektiğini söylemişlerdi. Bunun üzerine aradan 2-3 saat geçtikten sonra sadece babaları gelmişti kıyafeti yırtılmış ve üzerinde kanlar vardı. Çocuklar ne kadar soru sorsalarda babaları sadece hazırlanmaları gerektiğini ve kendilerine dikkat etmeleri gerektiğini söylüyordu. Kısa süre içerisinde babaları gerekebileceğini düşündüğü her şeyi ve çocukların kıyafetlerini hazırlamıştı. Çocukları arabadaki koltuklarına oturttu be kemerlerini bağladı bu sırada Aiden ve Genji gerçekten gerilmiş ve hala sorular soruyorlardı. Babaları üstünü değiştirmiş olsa da kol kısmında hala kan var gibiydi. Araba ile ilerledikten sonra babaları kolunu tutmaya başladı ve arabayı kenara bir yere çekip çocuklarına döndü. “Çocuklar biliyorum korkuyorsunuz, gerildiniz ama korkmayın tamam mı? Sizler çok cesur çocuklarsınız ve benim oğullarımsınız. Size bir şey olmasına izin vermem veremem biliyorsunuz dimi?” demiş ve bu sırada da çocuklar kafalarını olumlu bir biçimde sallamışlardı. Ethan konuşmasına devamını getirerek “Annenizi bir daha göremeyebilirsiniz çok güzel bir yere gitti ve şimdi bende onun yanına gitmek zorundayım ama oraya sizi ne yazık ki götüremem. Siz ikiniz burada usluca oturacaksınız tamam mı? Bakın annenizin kurabiyelerinden de var yanınızda süt ve su da var. Ne olursa olsun sakın arabanın kapılarını açmayın tamam mı? Hava alabilmeniz için ben camı biraz açık bırakacağım ama kapıyı kimseye sakın açmayın.” demiş ve sessiz sakin kimsenin olmadığı yerdeki aracın ön camlarını içeriye temiz hava girebilecek biçimde aralamıştı. Arabanın torpidosundan yedek silahını alıp ve çocuklarını son birer kez öperek araçtan çıkıp aracı üzerlerine kitlemişti. Ardından Ethan arabadan hızlı adımlarla uzaklaşmaya başlamıştı. Neredeyse gözden kaybolacakken garip garip hareketler sergilemeye, bir kaç kez bayılacakmış gibi olup durmuştu. Sonrasında toparlanıp hızlı bir biçimde uzaklaşmaya başlamıştı. Çocuklar sadece 3 el silah sesi duymuşlardı. Aiden koltuk kemerini çıkarıp yiyecekler ile yer değiştirip ve Genji’ye sıkıca sarılmıştı. Babalarının silahını kullandığını düşünmüş ve birbirlerine sıkıca sarılı bir şekilde öylece kalmışlardı. Akşam saatleriydi ve hava kararmak üzereyken babaları arabaya gerçekten onlara yetecek kadar yiyecek ve içecek depolamıştı. Annelerinin kurabiyelerinden yiyip süt içtikten sonra sarılarak uyuya kalmışlardı. Aiden sabah saat 10 gibi bir sese uyanmış ve oturduğu yerden etrafına bakınmaya başlamıştı. Görünürde bir şey yoktu ama bir ses duymuştu ve bundan emindi. Bakınmaya devam etti ama bir şey göremedi ta ki ilerden gelen 3-4 kişilik grubu görene kadar. Seri ve korkutmayacak şekilde Genji’yi uyandırdı. Kardeşine korkmaması gerektiğini ama ileriden insanların geldiğini söyledi. Genji uyandı ve Aiden’ın dediği yöne bakmaya başladı. Grup çocuklara yaklaşmaya devam ediyordu. Grup aracın yanına yaklaşınca çocukları fark ettiler.
Grubun içinden biri çocuklarla konuşmaya başladı. “Çocuklar burada tek başınıza ne yapıyorsunuz?” dedi ve Aiden atıldı “Babamızı bekliyoruz, işi çıktı gelecek.” demişti ama bunu derken yüzünden gergin olduğu ve sadece güçlü gözükmeye çalıştığı çok net anlaşılıyordu. Adam “Aa öyle mi babanız ne zaman gitti ki?” Aiden etrafına bakınıp “Akşam olmamıştı daha sonra uyumuşuz.” dedi. Adamın yüzünde hafif bir telaşlandığını belirten ifade oluşmuştu hemen ardından “Aç mısınız bir şeyler yiyip içtiniz mi?” diye sormuştu. Aiden da kafasını olumlu şekilde sallamıştı. Adam çocukları sakinleştirmeye ve güvenlerini kazanmaya çalışıyordu. Güvenlerini kazandığını düşündüğü anda diğer arkadaşlarına bir hareket yaptı ve arabanın kapısını açmak için kolunu tutup açmaya çalıştılar. Ama aracın kilitli olduğunu fark etmişlerdi ve çocuklara ulaşmaları zorlaşmıştı. Uzun uğraşlar sonrası kapıları zorlayarak açıp çocukları güvenli bir şekilde araçtan çıkarmışlardı. Gruptaki insanlardan birine Aiden’ın kanı çabuk ısınmıştı. Grup içerisinden biri araca bir not bırakmıştı. Grup araçtaki erzakları ve çocukları alıp kendi bölgelerine doğru yola koyulmuşlardı. Aiden ve Genji çok yorgunlardı babalarının peşinden ağlamaktan ve koltukta uyuya kalmaktan enerjileri çokta yerinde değildi. Bir süre sonra çocukları alan ekibin yerine gelmişlerdi. Aiden ne kadar yorgun olsa da ilerde kendi yaşıtlarında bir çocuk görünce şaşırmış ve mutlu olmuştu. Yaklaşık 1-2 yıldır sadece lojman içerisinde kalmış, kimseyi görmemişlerdi. Aiden çocuğa baka kalmıştı bu sırada ekiple beraber yürümeye devam ediyordu. İlerdikçe çocuğun olduğu yere doğru yürüdüklerini fark etti.
Aiden yaklaştıkça heyecanlanmaya başlamıştı uzun süredir ilk defa arkadaş olabileceği biri var gibi düşünüyordu. Çocuğa iyice yaklaştılar. Aiden ekipteki abilerine baktı. Ekiptekiler Aiden’a gülümsüyorlardı. Aiden kız çocuğuna yaklaşarak “Merhaba ben Aiden. Senin adın ne?” dedi ve babasından öğrendiği gibi elini önce uzatıyordu sonra babasının ve arkadaşlarının isimlerini söylerken ellerini kafalarına götürdüğü hatırladı ve elini kaşının üzerine koydu. Kız çocuğu Aiden’ın elini kafasından alıp tokalaşarak “Adım Maria” dedi. Sonrasında Genji ile selamlaşıp tanıştılar. Böylelikle uzun yıllar boyunca beraber olacakları insanlar ile tanışmışlardı ikizler.
Hikayenin devamı ve detayı için: Maria Del Rosario [w/ Cedric Bishop, Aiden Russell, Genji Russell]