Anthony Walker 02.03.2007 yılında İngiltere’nin Londra şehrinin St . Thomas hastanesinin 3 katının 15 numaralı odasında dünyaya gelmiştir . Anthony doğuduğu gün hastaneye yetişmeye çalışırken babası trafik kazasında vefat etmiştir . Anthony yaramaz, haylaz ama bi o kadar da neşeli bir çocuktu . Anthony 6 yaşında okula başlamıştı ve sınıfın yaramaz ve en neşeli çocuğu olup aynı zamanda diğer yaşıtlarına göre daha boylu posluydu . Anthony ortaokula geçince herkesin olduğu gibi ilk aşkını edinmişti. Anthony sevdiği kızın gözüne girmek için her şeyi yapıyordu, onun istediği gibi bir kişi olmaya çabalıyordu. Anthony ortaokul 2. sınıfa kadar sevdiği kıza açılamamış ve hep içinde tutmuştu. Anthony 7. sınıfa geçince sınıfa değişik tarzlı bir çocuk gelmişti. Anthony çocukla çok iyi anlaşıyor ve o çocuğun tek arkadaşıydı. Anthony bir gün kendine güvenerek sevidiği kızı yanına çağırarak ona duyduğu hislerini anlatmış ama kız gülüp aşalayıp reddetmişti. Kız bu konuşmayı sınıftaki çoğu kıza yaymış o kızlarda Anthony’i aşalamışlardı. Anthony birden sınıfın sesiz çocuğu haline dönüşmüştü ve tek arkadaşı sınıfa yeni gelen olmuştu. Anthony’nin arkadaşının ismi Casador’du. Casador bir gün anthony’nin çok derbeder olduğunu görmüştü buna dayanamayıp bir gün Anthony’e canını daha fazla sıkmamasının önüne bakmasını gerektiğini söylemişti . Anthony arkadaşınnı sözünü dinleyerek önüne bakıp orta okulu derece ile bitirmişti .
Hayatı gayet yolunda ve başarı ile giderken 21 Aralık aylındaki insan deneyleri resmi bir şekilde başlatılan Dr.Vinsco’nun araştırma ekibi nin haberlerini televizyondan izliyordu . Evinde televizyonun karşısnda uzanırken bu haberi görünce Anthony’i bir anda yatağında kalkıp içerde annesi ile paylaşmış ve epey bir tedirgin ve aynı zamanda korkmuştu ve o gün gelip çatmıştı . 2022’nin 28 şubat günü ’ Dr.Vinsco’nun araştırma ekibi yapmış olduğu deneyler patlak vermiş ve radyasyon 20 gün içerisinde tüm dünyaya yayılmış durumdaydı ‘. Anthony’ i annesini yanına alarak evlernini altında ki sığnakta yaşamaya başlamışlardı . Daha 15 yaşlarındayken Anthony annesine destek olup aralıksız her gün kaldıkları sığınaktan dışarı cıkıp gas maskenini takıp annesine ve kendisine sürekli erzak aramak için Londra’nın o soğukve yağışlı sokaklarında gezmişti ve bulabildiği ne varsa sığınakların getirmişti .
Bir soğuk kış günü yıl 2030 günlerden 2 şubattı , Anthony’i sabah uyandğında annesinin uyanmamış olduğunu ve halen yatağında yattığını farketmişti . Anthony annesini uyanmadığını görünce yataktan bir anda fırlayıp annesinni yanına gitmişti ve annesinin cansız bedenini gördüğünde adeta tüm ilikleri buz kesmiş , annesine oracıkta buzkesmiş bir şekilde bakakalmıştı .
23 yaşında annesini kaybettikten sonra cok daha zor bir zaman diliminin içerisine girmiş olmuştu . Aradan geçen 3 sene 26 yaşında Anthony’i bir gün gaz maskesini takıp tekrardan dışarı cıkıp erzak bulmak için marketleri dolaşmaya başlamıştı . O gün bir marketin içerisinde iken marketin arka kapısınnın hafifçe aralandığı ve garip sesler duymuştu . Garip sesleri duyduğunda cok korkmuş ve ürkmüştür . O sırada bir rafın arkasına saklanan Anthony’i gözlerine inanamamıştı . Her zaman gördüğü zombilerden daha farklı daha uzun boylu ve zombie görmüştü . Gördüğü zombi karşısında şaşkına ve telaşa kapılan Anthony’i bir anda marketten cıkmaya karar verip ayağa kalkıp tam koşmaya başladığında zombi onu farketmiş ve tam ona temas ederken cocukken tanıştığı Cesador bir anda sırtında asılı olan Pompalı silahını eline alıp zombi’yi öldürmüştü . Anlık sersemleyip korkan Anthony’i yere düşmüş ve Cesador’u gördüğüne cok sevinmişti. Cesador elinden tutup Anthon’yi kendine doğru çekmiş ve ayağa kaldırmıştı . Çantasının içerisinden cıkardığı biraz yemek ve suyu Anthony’e vermiş , karnını ve şaşkınlığını geçmesi için beklemişti . Şaşkınlığı bir nebzede olsun geçen Anthony’i Cesador’u görünce cok sevinmiş ve üstünden yıllar geçmesine rağmen onca yıl sonra Cesador’u karşısında cok sevinmiş ve ona sımsıkı sarılmıştı . Marketten ayrıldıktan sonra biraz sohbet edip Anthony’i sığınana geri gitmişti . Aradan geçen 1 sene sonra bir gün Anthony’i dışarı cıkıp gezerken ileride cansız bir ceket görmüş ve içine bir kuşku ve ürperti düşmüştü . Cesedin yanına gittiğinde zombiler tarafından vucudunun cogu yeri parçalanmış bir şekilde yatan kişiyi doğru bakındığında Cesador’u olduğunu farketmiş ve gözlerinden damlıyan yaşları bir olmuştu , tam onu kucaklayıp onu bir yere gömmeye giderken tekrardan coklu bir şekilde dolaşan zombie topluluğunu görünce orada son bir kere canı kadar sevdiğin arkadaşını orada bırakıp tekrardan sığınana gitmişti.
Yıl 2035 di , Anthony’i artık 28 yaşındaydı . Bir karlı sabah günü Anthony’nin kaldığı ev yakınlarına bir helikopter gelmişti , sesi duyan Anthony’ni evinni altındaki sığnağından cıkıp helikopterin yanına gitmişti . Êli silahlı 2 kişi ve direk Anthony’e ’ Atla gel hemen buradan gitmemiz lazım demişti ‘. Ne olduğunu anlıyamıyan Anthony’i helikoptere atlayıp doğduğu ve büyüdü o yerden adete bir anda ayrılmıştı . Helikopterde iken gördüğü o manzara karşısında adeta bir kere daha şakına dönen Anthony’i Londra’ya bakakalmıştı. Helikopterde iken pilot ve eli silahlı kişilerle konuşup dünyanın adeta bir kaos’ a dönüştüğünü görüp ve anlayınca bir anda bayılmıştı. Gözlerini açtığında ise kendini Amerika’nın Los Santos şehrinin uzaklarında ki Palatobey kasabasında bulmuştu . Yerleştirildiği motel odasından sıfır’dan tekrardan hayatını idame ettirebilmesi için bir hayata başlamış olmuştu.