16.08.2015 Doğumlu olan Barney Onx yarı kızılderili soyundan gelmektedir. babası Amerikalı annesi ise kızılderili soyundan gelen Barney babasının işi sebebiyle Annesi,büyükannesi ve dedesi tarafından büyütülmüştür. büyükannesi ve dedesi baskın bir kızılderili özelliği taşısada bu özellik annesine çok geçmeyen Barney bu sebeple arada kalmıştır. büykannesi ile sürekli dışarı çıkar sahile giderek doğanın ve hayvanların onunla konuştuğunu düşünürdü her ne kadar annesi böyle bir çocuk olmasını istemesede büyükannesine ve dedesine kızsa da büyükannesi ve dedesi bu huyundan vazgeçmeyip Barneyi kendi kızına yapamadıkları geleneklerine bağlı olarak yetiştirme isteğini Barney üzerinde yapmışlardı Barney 6 yaşında anaokulunda iken uzun saçlı bir erkek olduğu için sürekli arkadaşları tarafından dalga konusu olmuştur büyükannesi ve dedesine bu durumu danıştığında ise insanları takma Barney hayat senin geleneklerine bağlı kal ve yaşa diyerek Barneyi geleneklerine daha da bağlamışlardır. Barney artık kendi ailesi dışında insanları takmayıp hayvanlara doğaya yönelmiştir. humanist bir insan olan Barney insanlar onunla ne kadar dalga geçip küçük görse de onlara kin beslememiştir, bazen sinirini kontrol edemeyeceği durumlarda büyükannesin den gördüğü bitkilerden tütsü yapıp evde kendini sakinleştirmek için uğraşırdı daha küçük bir çocuk olduğu ve bilgisiz olduğu için rastgele bitkileri yakıp evi iğrenç bir kokuyla kaplatırdı. daha doğru şeylerin tamamını öğrenemden kıyamet günü başladı. babasını bir daha göremedi annesi, büyükannesi ve dedesi ile kurtarma araçlarından birine binerek Paleto Bay’in güvenli bir bölgesine yerleştiler büyükannesi ve Dedesi sürekli dua edip Barney’e onlar kayıp ruhlar evlat onların ruhlarının huzura ermesi için bedenlerinin ölmelerinin gerekli olduğunu sürekli Barney’e anlattılar. 15 yaşına geldiğinde Barney’in büyükannesi rahatsızlandı ve ilaca ihtiyacı oldu. Barney annesine onun büyükannesi ve dedesi ile kalmasını ilacı bulacağını söyledi. Büyükannesi Barney’in elinden tutup onlar “onlar kayıp ruhlar evlat onların canı acımaz ruhlarını serbest bırakmalısın” diyerek Barney’in elinden öptü ve kendi dilinde bir şeyler fısıldadı Barney henüz o dili o kadar iyi bilmiyordu ve ne söylediğini anlayamadı. Barney ilacı bulmak için evden çıktı, yakındaki 2 eczaneye girdi ama ilacı bulamadı geriye 1 adet eczane kalmıştı oraya doğru yola koyuldu ve sessizce ilerledi şansı yaver gitmiş olmalı ki hiçbir enfekteyle karşılaşmadan 3. eczaneye girdi kapıyı kilitledi ve içeri girdi, içeri girer girmez alarm çalıştı ve yerden bir adet enfekte ayağa kalkarak Barney’e doğru yürümeye başladı, Barney çocukluğundan beri insanlara zarar vermedi ve vermeyi de düşünmüyordu büyükannesinin söylediklerini hatırlamasına rağmen yine de enfektenin hala insan olduğunu düşündü ve elindeki levyeyle onu kenarıya doğru ittirip üstüne dolabı devirdi. Dolap enfektenin üzerine düştü ve Barney ilacı aramaya başladı ama bir sorun vardı ilaç enfektenin arkasındaki cam dolaptaydı ilacı görebiliyordu ama önünde önceden insan olan biri vardı nasıl yapacağını bulmak için düşünmeye başladı ve yaklaşık 1 saat kadar düşündü enfektenin kafasına çuval geçiricekti ve ses çıkarmadan ilacı alıp ordan tüyücekti bir poşet buldu ve enfektenin kafasına geçirdi ardından dolabı çekti ve bir ilacı kenarıya doğru atarak enfekteyi o yöne çekti ilacı aldı ve ordan hemen uzaklaştı koşmaya başladı çok zaman kaybetmişti büyükannesinin bu ilaca hemen ihtiyacı vardı bunu düşünerek koşmaya devam etti uzun bir süre koştuktan sonra güvenli yere girdi ve eve vardı ama eve vardığında evden dışarıya dedesi çıktı ve Barney’in omzuna elini attı ve “o gitti” dedi, Barney olduğu yerde dona kaldı ağlayamıyordu gülemiyordu ve üzülemiyordu içinde sadece biriken öfke duygusu vardı eğer o enfekteyi orda hemen işini bitirseydi belki büyükannesi hayatta olucaktı. Barney o gün levyesini aldı ve 3. eczaneye tekrar gitti enfektenin kafasındaki poşeti çıkardı ve levyesiyle defalarca vurarak enfektenin kafasını paramparça etti ve sonra büyükannesinin dedikleri tekrar aklına geldi bunlar artık insan değildi yani humanist davranışlarının bu kayıp ruhlar üzerinde etkisi yoktu eczaneden dışarı çıktı ve yorulana kadar enfekte öldürüp geri eczaneye girdi, bir süre dinlendi ve evine döndü artık üzgün değildi büyükannesinin dediği gibi onların ruhlarını huzura erdiricekti. Aradan yıllar geçti Barney enfekte öldürürken ara sıra sinirlense de artık daha sakindi enfekteleri öldürdükten sonra bedenlerinin gözlerini kapatıyor ve kendi dilinde “ruhun artık huzura erebilir özgürsün” diyordu. Barney artık 23 yaşına bastı ve önünde daha uzun bir hayat var…
1 Beğeni