Bonnie Chavez, 2013, Monterrey
Rosa Bonita Yoali Lorenzo isimli bir kadının tek kızıdır Bonnie. Babası Juan Chavez, onun doğumundan sonra başında olduğu örgütte iç karışıklık esnasında kendi örgütünden kişiler tarafından öldürülmüştür. Bonita ve Juan bu örgütün içinde birbirleri ile çok küçük yaşta tanıştırılmıştır. Juan, Bonita’dan 12 yaş büyüktür. Örgütte ölen birinin kızı olan Bonita, yaşadığı şeyler sebebiyle kardeşinin aksine aşırı yabani ve saldırgandır. Kendini koruma güdüsü küçük yaşta fazlaca gelişmek zorunda kaldığı için örgüt için kıymetli bir hal almıştır. Bu sebeple de Los Santos’a 16 yaşında gönderilmiş ve Juan’da Bonita’nın ilgileneceği bölgeye sevkiyatı sağlamıştır. Bu sevkiyatlar sayesinde Juan ile hem iş hem aşk anlamında çok senkronize ilerleyen bir ilişkileri olmuştur.
(Juan&Bonita)
Seneler içinde Cabos’daki örgütün içinde kargaşalar çıkmaya başlamıştır. Bonita yanına Mariam ve Andrej’i de alarak, Cabos’a sonunu bilmediği bir yolculuğa çıkmış ve Juan’dan olan biteni öğrenmiştir. Monterrey’de bulunan öz kardeşinden haber alınamadığını öğrendikten sonra hedeflerin kendileri olduğunu kesin olarak anlamış ve Juan’la baştan uca bir plan yapmışlardır. Bu sırada uzun zamandır hamile olan Bonita Monterrey’de Miguel’in ölüsünü buldukları gece, Bonnie’yi doğurmuştur. Ancak peşindeki pislikleri ve örgütün içindeki köstebekleri halledememiş ve kaçak hayatı yaşamaktadırlar.
Juan ve Bonita, bu bebeğin hayatta kalması için yeni bir plan kurmuştur. Mariam ve Andrej için yeni kimliklerle bir süre göze batmayacakları bir yer ayarlamış, Bonnie’yi Mariam’ın kucağına bırakıp yanlarından ayrılmıştır. 1 sene süren ayrılığın sonunda Bonita yanında Juan olmadan geri dönmüş ve kızını da alarak tekrar Mariam ve Andrej ile Los Santos’a geri dönmüştür. Bonnie, 1 yaşından itibaren Los Santos’da yaşamaya böylelikle başlamıştır. Annesi ve onun evimiz diye bahsettiği o bloklarda ve bahçelerde güzel denebilecek bir çocukluk geçirmiştir.
Zaman zaman annesini ya da orada sevdiği büyüklerden bazılarını yaralı halde görmüş, hatta birkaç kişinin de cenazesinin olduğunu duymuştur. 9 yaşına kadar o mahallede annesi ve ailesi ile yaşamıştır. Ta ki 2022 senesine kadar. Bahçede oradaki amcalarından biriyle oyun oynarken mahalleye hızla araçların girmesiyle sıçramıştır. Annesinin arabası önde, arkasında Mariam ve Andrej’in olduğu araç ve diğerleri gürültülü şekilde araçlarını park edip, inip koşturmaya başlamıştır. Bonita, Bonnie’ye seslenip yanına koşmuştur. Bonnie’yi aracın ön koltuğuna oturtmuş ve kemerini bağlamıştır. Bonita, Bonnie’den uzakta kalabalığa bir şeyler anlatmıştır. Ardından da yanlarına bir çok eşya alarak herkes arabalarına binmiş ve yola çıkmıştır.
Sahildeki binaların arasında bir süre zaman geçirmiştir. Bonita, Cabos’la iletişim kurmaya çalışsa da başaramamıştır. Bonnie uzun süre ne olduğunu öğrenmeden o binaların çatılarında yaşamıştır. Neden evden ayrıldıklarını bilmiyor ve annesini sürekli her akşam mumlar yakarak Meryem Ana’ya dua ederken izliyordur. Andrej ve Mariam ile aynı çatıda uzun süre geçirmiş ve orada hayatta kalmışlardır.
Bonita’nın kırılma noktasının yaşanacağı o gün gelmiştir. Felaketin üzerinden 1 sene geçmiştir. Bonnie, sürekli Mariam teyzesi ile kalıyor ve ona sorular sorarak daraltıyordur. Bonita ve Andrej yanına birkaç kişiyi daha alarak her zamanki gibi dışarı çıkmışlardır. Dışarıda her ne yaşandıysa Andrej geri gelmemiştir. Andrej amcayı bir daha hiç görmemiştir. O günden sonra Bonnie, annesini hiç dua ederken görmemiştir. Mariam teyzesini de çok uzun süre ya ağlarken ya da sadece gökyüzüne bakarak uzanırken görmüştür. Bonita, aradan geçen 3 ayın sonunda beraber kaldıkları insanları toplayarak konuşmalar yapmaya başlamıştır.
Bonnie’yi bu konuşmalar esnasında hep çatıda bırakmış ve duymasına mani olmaya çalışmıştır. Ancak Bonnie artık çatıdan gördüğü dışardaki bu yaratıkların ne olduğunu öğrenmek istiyordur. Çocuk bile olsa artık bilmesi gerektiğini düşünmüştür. Gizlice bir kat aşağı inen Bonnie, annesinin anlattıklarını sessizce dinlemiştir.
“O çok güvendiğimiz Meryem Ana artık yok! Uğruna kutsal sulara girdiğimiz, bize verdiğini sandığımız nefesi yine ona armağan ediyorken, bakın! Bu mu onun evlatlarının sonu? Dışarda gezen bu yaratıklar, senin gibi benim gibi değil miydi? Kaç tanesi daha Tanrı’ya dua ediyordu?
Andrej’i benden alan Tanrı, artık benim düşmanımdır. Onun kulu olup ondan bunu gören herkes masumdur. Burada Tanrı’ya hala inananız varsa yarın benimle dışarı gelecek! Ona Tanrı’nın kendisine yazdığı kaderin devamını göstereceğim. Tanrı’nın olmamızı beklediği yaratıklar dışarıda. Ve ben bana layık gördüğü bu kaderi asla kabul etmeyeceğim! Bu bir respect savaşı değil, beni dinleyin. Karşınızda konuşup hadi dövüşelim iyi olan kazansın diyeceğiniz kimse yok Amigo. Şimdi herkes uykusunu iyi alsın, yarın bizim için çok başka bir gün.”
Aradan seneler geçtiğinde Bonnie, artık 15 yaşındadır. Annesi ve arkadaşlarıyla o da dışarı çıkmaya başlamış, dışardan getirdikleri kimsesizlerin sayısı da artmıştır. Dışarıda çok fazla zaman geçirmek gerekiyor ve her şeyi paylaşmak gerekiyordur. Çantasında eşya saklayan, paylaşmayan herkesi dışarı atıyorlardır. Bonnie’nin eskiden yan mahallelerinde oturan ve pek de aralarının iyi olmadığını anlatan bir Tio’nun oğlu olan Tyler’la arası çok iyidir.
Bir gün bir hastaneden sağlık eşyaları toplamak için gittiklerinde Abigail diye bir kız bulmuşlardır. İlerleyen süreçte en iyi arkadaş olacağını bilmediği bu kızı, onlarla birlikte yaşamaya başladığı ilk süreçlerde Bonnie sevmemiştir. Birkaç kez yağmaya gittiklerinde araları ısınmaya başlamış ve yağmadayken arkadaşlıkları iyice güçlenmiştir. Hepsi gencecik yaşlarında Tanrı’nın solup gitmesini istediği ruhlar olarak dünyada dolanıyorlardı. Mariam, bu üç genç için hep böyle diyordu.
(Bonnie&Tyler&Aby)
Bir gün Bonnie kamplarına gelen bir çocuktan hoşlanmaya başladı. Çocuk kendisinden 2 yaş büyüktü. Dışarıda ne kadar hızlı koştuğundan, onu kolay kolay yıkamayacaklarından bahsederek sürekli kendini övüyordu. Gıcık olduğunu söylese de içten içe onun yanında yaya olarak yağmaya gitmek istiyordu. Bu ilgili halini gizleyemeyen Bonnie’yi fark eden çocuk geceleri Bonnie ve Aby’nin uyuduğu çatıya çıkmaya başlamış ve Bonnie’yle zaman geçirmeye başlamıştır. Alfonso ismine sahip olan genç, kendini hep Tazı anlamına gelen Galgo olarak tanıtıyordu. Bonnie ilk kez Galgo ile kadın olmuştu.
Dışarıda dolaşan haç işaretli koca araçları hepsi biliyordu. Hatta annesi o Tanrı tutkunu adamı dinlemeye bile gitmişti. Ancak artık haç onların yollarını değiştirmesine sebep olan bir işaretti. Evrenin verdiği işaretleri dinlemeye yönelmiş, Tanrı’nın kendilerine ait evreni ve hayatlarını yeniden ele geçirmesini istemiyorlardı.
Galgo, bazı geceler uzak yerlerden bahsediyordu. Bir gün yine dışarı çıktıklarında Galgo, Tyler, Aby ve Bonnie yağma ekibinin çalıştığı alanın etrafında keşif yapıyorlardı. Birden haç işaretli araçların etrafta dolanmaya başladığını gören Bonnie arkadaşlarını da alıp ekibin yanına dönmüştü. Ancak haçlı araçlardan adamlar inip silahlarını doğrultmaya başladığında çoktan araçlara atladılar. Galgo ve Tyler sokağın karşısındaydı ve araçlara bakıyorlardı. Araçla geçerken Bonita bir hamleyle Tyler’ı arabanın içine çekebildi. Galgo, “gidin! “ diye bağırmaya başladı ve başka bir yöne koşup duvardan atlayarak gözden kayboldu.
Döndüklerinde Bonnie’nin gözlerinden yaşlar istemsiz dökülüyordu. Galgo’nun kurtulup kurtulmadığıyla kafayı yemişti. Aby ve Tyler onu sakinleştirmek için çatıya çıkmışlardı. Bonnie, Galgo için bulduğu ve yamalarını yaptığı şapkaya sarılıyordu. Galgo, şapka takmayı severdi. Gece iyice çöktü. Bonnie, öylece bacaklarını karnına çekmiş uzanıyordu. Herkes uyumuştu, Bonnie hariç. Aniden sokaklarda gezen yaratıkların hareketlendiğini hissetti. Çatının köşesinden aşağıya baktığında uzaktan haçlı araçların gelmeye başladığını gördü. Hızlı bir ıslık çalıp annesini uyandırdı. Silahlarını hazırlayıp herkesin çatılarda gizlenerek saldırı için hazırlanmasını sağladılar. Sokağın giriş kapısından bir araç girdi ve kapıyı geçip durdu. Elinde megafonla bağıran bir adam vardı. Araçların ağır zırhlı olduğu içeriye bu cesur girişlerinden belliydi. Megafonlu adam Tanrı’dan bahsediyordu. “Haydutluk yaparak onu kızdırmaya devam edemezsiniz. Teslim olun” dedi.
Bonita, karşı çatıdakilere bakıp kafasını hayır anlamında salladı ve arkasına dönüp Bonnie’ye çatı kapısını işaret etti. Aby, Tyler ve Bonnie çatıdan girişi olan balkonlu odaya inmişlerdi. Oldukları oda sokağın dışına bakıyordu. Birkaç bağırıştan sonra ilk ateş sesi geldi. Çok uzun değil 20 dakika sonra haçlı araçların ışıkları bulundukları odanın camına yansıyordu. Üstlerinden bir ses geldiğini duydu ve hazırda beklediler. Çatı merdiveninden inen kişi Galgo’ydu ve hemen arkasında o zırhlılar. Bonnie, bağırmaya başladı ve Galgo’ya saldırmak için hamle yaptı. Tyler, Bonnie’yi alıp arkasına geçirdi.
Paleto Bay’de geçirdikleri ilk gecede Bonnie’ye sakinleştirici iğne yapmışlardı. Kamplarında yerde yatan annesini ve Mariam’ı gördükten sonra sinir krizi geçirmişti. Aklında annesinin konuşmaları dolanıyordu.
“Tanrı’nın kötü insanlara kızıp herkesi lanetlediğine inanıyor musun? O rahip bir soytarı! (Mariam’ın yeni doğan bebeğini göstererek) bu çocuk lanetli öyle mi? Hepimizin ölmesini istedi ama, biz de bu bebek gibi inatla yaşayacağız. "
"Bizi öldürmek isteyen bir Tanrı’ya, bizi kurtarması için dua mı edeceğiz?”
“Tanrı’nın elçisi gibi konuşanlara boyun mu eğeceksiniz?”
“Bu mezarlık cennetini yaşamaya hazır olan herkesin evi olacak”
“Si eres fuerte no necesitas a Dios, Si encuentras al que te completa, no necesitas rezar”
(Güçlü olursan Tanrı’ya ihtiyacın olmaz, seni tamamlayanı bulursan dua etmeye ihtiyacın olmaz)
Günler sonra kendi kafasına sıkmayı düşündü ama bundan daha iyi bir şey geldi aklına.
Oturduğu yerden kalkıp ilk yaptığı şey Galgo lakaplı orospu çocuğunu bulmaktı. Galgo’yu otelin karşısında fabrika önünde otururken gördü. Yanına gidip oturdu. Onun için yama yaptığı şapkayı kafasından çıkartıp Galgo’nun kafasına bıraktı.
Galgo elini Bonnie’nin beline doladı. Bonnie ayağa kalkıp Galgo’nun beline sardığı elinden tutarak onu fabrikanın arkasına götürdü. Bulduğu ilk tenhaya girdiğinde Galgo’yla öpüşmeye başladı ve dudaklarını çekti. Galgo, Bonnie’yi öpmeye devam ediyordu. Kafasını çevirip sola baktığında Aby’yi görüp göz kırptı. Köşeden Tyler’in görünmesiyle Bonnie bağırmaya ve Galgo’yu itmeye çalıştı. “Bırak beni, istemiyorum!” Yargıçlar, Tyler’ın tam arkasındaydı.
O akşam Galgo’nun infaz edilişini gözlerini kırpmadan, kaçırmadan izledi ve bir daha asla aşık olmayacağına dair kendisine söz verdi. Artık sadece kendisine benzeyen, Aby gibi Tyler gibi olan kişileri bulacaktı. Annesinin yaptığı gibi yapacak, onun gibi olacaktı.
Artık o kadar sakin olması beklenemezdi ama, deneyecek ve kendi istediği gibi yaşayacağı, yaşatacağı bir yer inşa edecekti.
Şimdi seneler sonra bu hayallerini gerçekleştirmiş ve artık bir evi olmuştu. Tanrı’yla savaşını, dostlarıyla birlikte Cementerio’da devam ettiriyordu.
Bonnie,
Quills’de yaşanan kriz gününde herkesle birlikte mahzene girmiştir. Herkesin mahzene girişini gördükten sonra en son Veronica ve Deacon’ı da içeri götürüp kapıyı kapatmıştır. Kapıyı kapattıktan sonra içeride ne kadar kalacaklarını hiç düşünmemiştir. Ancak geçecek zamandan çok daha fazlası gibi hissettiren karanlık bir dönem başlamıştır.
Küçücük mahzende tanıdık tanımadık bir çok kişi ile zaman geçirmeye başlamışlardır. İlk etapta Denizel’in sakinleşmesi için yanına koşmuş ve mütemadiyen onunla zaman geçirmeye başlamıştır. Kriz gününden önce yaşadığı şeyler yüzünden artık psikolojisinde çatlamalar olmuştur. Denizel uyumadan asla uyumamış, uyuduğunda da 2 saatten fazla uyuyamamıştır. Kendisini takip ettiği, köprüden atlamak üzereyken Abigail’in onu son anda kucakladığı o anı görüp ter içinde uykusundan uyanıyordur. Uyku uyumadığı için herkesi çok detaylı tanımaya başlamıştır. Gıdayı kontrollü kullanmaya çalışarak geçirdikleri uzun süreçte kendi payına düşen yiyeceklerin sadece bir miktarını tüketip geri kalanı Denizel için ayırmış, bu sebeple çok zayıflamıştır. Kendisi ile ilgili bir umudu kalmamıştır. Yaşadığı şeylerin etkisi ile artık hayatını devam ettirmek için tek tutunduğu şey Denizel’i hayatta tutmak olmuştur. Bunu anladığı noktada çantasında tuttuğu ara sıra karalamalar yaptığı deftere Denizel için notlar tutmaya başlamıştır.
Denizel her uyuduğunda onun için faydalı olabilecek bildiği ne varsa yazmaya başlamış, bazen kendisini kaptırıp farkında olmadan yaşadığı psikolojik çatlamaları da deftere dökmüştür.
Mahzende geçirdikleri günler ilerledikçe gıda sıkıntısı başlamıştır. Buna çözüm bulmak için toplulukların liderleri ve güvenliği sağlayan kişilerle toplanıp plan arayışına koyulmuşlardır. Daha önce Quills ile toplantılarında verdikleri kararı Bonnie yeniden hatırlatmıştır. Bir harekat yapılacaksa liderlerden ve güvenlik öncülerinden her ikisinin de bu harekata dahil olmaması gerektiğini açıklamıştır. B planı içinde hayatta kalması gereken ikinci ekibin kim olacağını kararlaştırarak herkesin dinlenmesi için süre vermişlerdir.
Denizel’in defterinin son sayfasına da ona söylemek istediklerini yazarak defteri Denizel’in çantasına koymuştur. Dinlenme süresi bittiğinde Denizel’i Veronica’nın yanına götürerek kafasına bir öpücük kondurmuş, sıkıca sarılarak ilk ekibin arasına katılmıştır. Bonnie, kapıyı açarak ekiple birlikte, dışarı çıkmış ve hızlıca kapıyı geri kapatmışlardır. Etrafa baktıklarında bir tuhaflık olmadığını farketmişler, Kaiki’nin yardımıyla diğer gıdaların olduğu yere doğru yola koyulmuşlardır. Dışarıda gıda toplayıp geri döndükten bir süre sonra Aby, Tyler ve Bonnie, artık evlerinin ne halde olduğuna bakmanın zamanının geldiğini konuşurlar. Bir plan yapıp birlikte evlerini kontrol etmek amacıyla hazırlanırlar.
Bonnie, beraber yola çıkacakları gün Denizel’in yanına giderek ona durumu anlatarak çantasına sahip çıkmasını, Deacon ve Veronica’nın yanından ayrılmamasını tembihlemiştir.
Denizel için hazırladığı defterden bir sayfa kopararak Deacon ve Veronica’ya not hazırlamıştır. Geri dönene kadar güveneceği diğer iki kişide yanında olacağından bu sorumluluğu başka kimseye bırakmak istemiyordur.
Notta:
Abigail, Tyler ve Bonnie, herkesle vedalaşarak mahzenden dışarı çıkmışlardır. Evlerinin güvenli olup olmadığı düşüncesinin peşine takılarak Quill’s kasabasının sınırlarından ayrılıp dağdan aşağı Cementerio’ya doğru yola koyulurlar. Üç yakın arkadaş bir daha geri dönmemiştir ve onlara ne olduğunu kimse bilmemektedir.