Carlos Valerio
Doğum Tarihi:19/05/2016
Doğum Yeri: Valentine / Amerika / Ocean Hospital
Doğum Saat: 07.38PM
Köken : Mexico
Aile Üyeleri
Babası: Andrew Valerio
Doğum Tarihi 20/06/1990
Doğum Yeri : Mexico / Mexico / General Hospital of Mexico
Doğum Saati: 01.13 AM
Köken: Mexico
Annesi: Elizabeth Valerio
Doğum Tarihi 20/06/1990
Doğum Yeri : Mexico / Mexico / General Hospital of Mexico
Doğum Saati: 02:38 AM
Köken: Mexico
Carlos’tan Öncesi
Andrew Valerio daha yirmili yaşlarının başındayken Universidad Nacional Autónoma de México(Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi)'nde okumaya hak kazanmış gerçekten başarılı denebilecek bir kişiliktir. Andrew yirmili yaşlarında olmasına rağmen hayatını yaşamaktansa kendisini okuduğu bölümde başarılı olmaya adamış bir kişiliktir. Andrew’in pek fazla arkadaşı olmamasına rağmen hiç yok ta denemezdi. Bir gün yine kampüste Arkeolojiyle alakalı bir şeyler araştıracakken, Jesus adında üniversitenin başlarında tanıştığı ve sadece 1-2 kez muhabbet ettikleri uzaktan bir arkadaşı Andrew’i kampüsün koridorlarında görür. Andrew ise Jesus’u görür ve sadece selam vererek geçmeye çalıştığında Jesus onu durdurarak biraz paraya ihtiyacı olduğunu ve bunun için bir gece kulubünde bulundukları Coyoacán beldesinde yeni ünlenen birisinin şarkı söyleyeceğini ve kendisininde o kulüp için bilet sattığını söylemiş ardından Andrew’e o geceki kulüp için bilet satmaya çalışmıştır. Andrew ilk aşamada bu isteği çok meşgulüm gelemem zaten araştırmam gereken bir ton şey var demesine rağmen Jesus’un ısrarları ve Andrew’in dahada geç kalmayı istememesi sebebiyle bileti almayı kabul etmiş aldığı gibide çantasında araştırma için kullanacağı A4 kağıtlarının arasına sıkıştırdı. Nihayet Andrew’in yanlız kalmasıyla boş bir sınıfa geçerek çantasını bir sıranın üzerine koydu ve dersi için verilen kağıtları ve kendi merakı için aldığı kağıtları incelemeye başladı. Saniyeler dakikaları, Dakikalar saatleri kovalarken saat 07:52 PM olmuştu bile. Andrew çantasına yeni bir A4 parçası almak için uzattığında yanlışlıkla çantasını yere düşürdü bir anlık irkilmeyle ellerine hakim olamadı ve içtiği kahve bardağını da çıkarttığı A4 kağıtlarının üzerine dökerek bütün araştırmalarının içine etti, O an ki siniri ve üzüntüsüyle çantasına tekme attı, Çantasının havaya uçmasıyla beraber içerisinden Jesus’tan aldığı ve buruşturarak çantasına attığı kağıt yere düştü. Andrew artık yapacak işinin olmaması yüzünden aldığı kağıttaki kulübe gitme kararı aldı. Kulüp aslında o kadarda uzak değildi Üniversite kampüsünün 3-4 Blok aşağısında o bölgedeki insanların sıklıkla gittiği, o bölgeden insanların ünlü olmak için kullandığı basamaklardan biriydi aslında. Andrew’de bu bilgiyi bildiğinden en azından belki Mexico’da ünlü olacak birisinin nasıl yeşereceğini görmek için bahanem olmuş olur dedi ve yola koyuldu. Kısa bir yürüyüşün ardından kulüp binasına vardı. Kulüp binası iki katlıydı ve ve ilk katı normal biletsiz girecek insanlar için daha ucuz bir yoldu. Andrew kapıdaki güvenliğe elindeki bileti gösterdiğinde. Güvenlik önce bir bilete sonra Andrew’e bakarak sert bir ses tonuyla “Buradan sola git bu duvarın arkasında merdivenler olacak oradan yukarı çık sağdan üçüncü odaya girebilirsin” Andrew ise adamın ses tonuyla irkildi ve dediklerini harfiyen yaparak üst katta sağdan üçüncü odaya doğru yöneldi. Kapıyı açmasıyla odada bulunan insanların muhabbeti anlık olarak kesildi ve Andrew’e baktılar.
Odanın içerisinde Andrew’in üniversitesindeki sınıf arkadaşları vardı Jesus’ta içerideydi. Jesus Andrew’i görünce biraz şaşırarak “OOOOO Kimleri görüyorum gel içmez misin?” diyerek Andrew için yer ayırdı ve Andrew’e elindeki Kokteyl’den uzattı. Odada Andrew ile beraber iki erkek üç kız vardı kızlardan ikisi Jesus ve Jasiel ile beraberdi ve sarmaş dolaş alkol alıyorlardı. Andrew Jesus’un teklifini red etmeyerek elindeki kokteylden bir yudum alarak koltukta Elizabeth’in yanına oturdu. Jesus ve Jasiel yanlarındaki kızlara durmadan yürüyor sarmaş dolaş takılıyorlardı. Elizabeth ise ortamdan farklı olarak aşağıdaki insanları izliyor ve durumdan pekte memnun değil gibi gözüküyordu. Andrew’de bu durumu fark etmiş olacak ki Elizabeth ile konuşmaya çalışmış ama Elizabeth’in onu pek kale almaması sebebiyle verdiği uğraşlar boşa gidiyordu. Partinin ilerleyen kısımlarında şarkı söylemek için gelen kişinin yolda bir trafik kazası geçirdiği ve bu kaza sonucu ağır yaralanarak hastahaneye kaldırıldığını ve Kulüp yönetiminin bu durum karşısında gerçekten üzgün olduğunu belirterek Andrew’in gelme amacınıda çöpe atmış bulundular. Andrew ortamın sarmaması ve durması için bir sebep kalmadığı için herkesten özür dileyerek odadan ayrıldı. Andrew’in çıkmasıyla Elizabeth’de Odadan ayrıldı. Andrew Elizabeth’in ayrıldığını görmesine rağmne hiç bir şekilde oralı olmayarak geceleri açık olan bir büfeden kahve almak için durdu. Kahve makinesinde bir sorun olduğu için kahvesini alması yaklaşık üç dakikasını almış ve zaten saatin 01:12AM olması sebebiyle hızlı adımlarla evinin yolunu tuttu. Çok değil bir beş dakikalık yürüyüşün ardından bir kadının çığlıklarıyla irkilmiş ve neler olduğunu kontrol etmek için sesin geldiği yere doğru hızlı adımlarla hareket etti. Sesin geldiği yere ulaştığında ise karşısındaki manzara ile şoka uğradı. Elinde bıçak olan birisi partide gördüğü ve onu pek kale almayan Elizabeth’i çenesinden tutmuş ve elindeki bıçağı kızın boynunda gezdirerek kızı tehdit ediyordu. Andrew ilk başlarda ne yapacağını bilemese bile o bir erkekti ve bir kızı böyle bir durumda bırakamazdı. Yüksek sesle " Hey bırak o kızı yoksa polisi ararım" dedi. Bunu duyan eli bıçaklı adam ise dikkatini anlık olarak Elizabeth’ten ayırarak Andrew’e yöneltti. “Hadi işine beni rahatsız edersen sıradaki sen olursun” diyerek Andrew’i tehdit etti. Bıçaklı adamın anlık dikkatsizliğinden faydalanarak Elizabeth adamın hayalarına vurarak elinden kaçtı ve ağlayarak uzaklaştı. Adam iki eliyle hayalarını tutarak " Şerefsiz piç hepsi senin yüzünden gel buraya" diyerek Andrew’i kovalamaya başladı. Andrew olayın gerginliği ve korkusundan dolayı kaçarken ayakları birbirine takıldı ve yüz üstü yere düştü. Bıçaklı adam ise Andrew’i yakalayarak bir güzel dövdü ardından Andrew’in bıçakla Unutamayacağı bir yara bıraktı ve arkasına bile bakmadan koşarak bölgeden kaçtı. Adamın uzaklaşmasıyla Elizabeth Andrew’in başına geldi ve önce Andrew’in inceledi ardından ise ağlamaklı bir yüz ifadesiyle 911’i aradı ve durumu anlattı. Olay gecesinin sabahı ise Andrew gözünü hastanede açtığında Yanında Elizabeth’i gördü. Bütün gece uyuyamamış ve gözlerindeki morluklardan bütün gece boyunca ağladığını anlamıştı Andrew. Bu olaylardan sonra Andrew ve Elizabeth aynı üniversitenin aynı bölümünde okuduklarını hatta sınıflarının bile aynı olduğunu öğrendiler ve sevgili oldular. Carlos’un Doğumu ve Erken Kıyamet
Aradan geçen 6 yılın ardından Elizabeth ve Andrew Üniversitelerini bitirdiler ve 2015 yılında beraber dünya evine girdiler. Üniversitenin ardından Andrew ve Elizabeth Amerikanın Valentine şehrinde Arkeoloji alanında çalışabilecek insanlara ihtiyaç olmasıyla anlık bir karar vererek Amerikanın Valentine şehrine taşındılar. Arkeoloji çalışmaları yaklaşık olarak 1 yıl sürdü ve bu süreçte Elizabeth hamile kaldığının haberini aldılar. Andrew Elizabeth’in hamile kalması haberiyle çok mutlu oldu ve ailesini olabildiğince rahat yaşatmak için elinde bulunan bütün parayla Mirror Park Tarafında bir ev satın aldı bu ev yeni doğacak olan çocukları için mükemmeldi. Çocuğun rahatça gezebileceği bir arka bahçesi. Güvenle gidebileceği bir park ve Mirror Park’ın sakinlerinin gerçekten nezih insanlar olması sebebiyle bu yaptığı yatırım Andrew için çok iyiydi. 19/05/2016 Doğuma saatler kala Andrew ve Elizabeth Ocean Hastahanesinde odalarına yerleşmiş Elizabeth’in sezeryan ile doğum yapmasına karar verilmişti. Doktorlar sezaryan için Elizabeth’e Genel anestezik madde yapılmasını uygun gördüler ve Elizabeth’i doğuma aldılar. Doğum aslında gayet başarılı geçmişti , Küçük Carlos gayet sağlıklı doğmuştu. Carlos önce temizlendikten sonra Babası Andrew’e verilerek Elizabeth’in kısa bir süre içerisinde uyanacağını ve sabırla beklemelerini söyledi doktorlar. Aradan geçen 2 saatin ardından Elizabeth’in Anestezi etkisinden çıkamadığı ve bu yüzden öldüğü haberini alan Andrew kucağındaki Carlos ile beraber ne yapacağını bilmeyerek göz yaşlarını zor tuttu. 27/10/2010 Elizabeth’in ölümünden aylar geçti. Andrew büyük bir depresyona girdi işinden ayrıldı. Carlos’u boşlamamak içinse eve Hera adında Yunanistan’dan gelen ve kimsesi olmayan tam zamanlı bir bakıcı tuttu. Aslında Hera aylık çok düşük bir ücret almasına rağmen Andrew’in evinde kalıyor yemek, giyinmek gibi ihtiyaçlarını Andrew karşılıyordu. 19/05/2017 Carlos bir yaşına basmış Elizabeth’in acı haberinin üzerinden bir yıl geçti. Andrew girdiği depresyondan yeni çıkmış ve hayatın devam ettiğinin farkına varmış kendisi için Alaska’ya giden bir arkeolog grubunda iş bulmuştu. Yılın 6 ayı Alaska’da kalacağı için Carlos’u En güvendiği kişi olan Hera’ya emanet etmişti. Hera Carlos ile annesi gibi ilgileniyor adeta Ailenin bir üyesi gibi saygı görüyordu. 01/03/2022 Human 2.0 projesinin başarısızlığıyla beraber bir sürü insan öldü , Ölen insanların yakınları ise şehirde isyanlar çıkartarak şehri tamamen bir anarşinin içerisine sürüklüyordu. O sırada Valerio evinde. Hera Ailenin bir ferdi olmuş Andrew’in her geldiğinde flörtleşiyorlar ve Elizabeth’in yerini tutuyordu. Carlos ise 6 yaşına basmış Herayı anne figürü yerine koyuyordu. Hera Şehrin kıyamete sürükleneceğini ve bu olayların büyüyerek amerikada büyük bir isyan dalgası çıkaracağını düşünerek Andrew’i aradı ağlamaklı bir ses tonuyla. “Andrew biliyorum ne konuştuğumuzu ama şehrin gidişatını hiç iyi görmüyorum içimde kötü bir his var Carlos için endişeleniyorum lütfen buraya gelebilir misin?” Hera bunları söylerken Carlos Hera’nın odasının kapısını dinliyor ve duydukları , haberlerde gördükleriyle iyice korku içerisinde ağlayarak odasına kaçtı, Kafasını yastığın altına koyarak ağlamaya başladı. Andrew olayların ciddiye bindiğini fark etmiş olacak ki Hera’nın aramasından önce kendine bir uçak bileti almış valizini toplayarak Valentine şehrine giden uçağı için havaalanına yola koyulmuştu bile. Hera Andrew’in geleceğini duyunca içine büyük bir rahatlama geldi. Carlos’un odasına gittiğinde ise Carlos’un kafasını yastığa gömerek ağladığını görünce kendi içerisinde üzüntüsünü gizleyemeyerek Carlos’un yanına yatarak ona sarıldı ve onunla beraber ağlamaya başladılar.
02/03/2022 Andrew Havaalanına ulaşmış ve havaalanındaki görsel ile şok geçirmişti. Havaalanında herkes etrafa koşuşturuyor Alaska’daki kötü hava koşulları sebebiyle ertelenen uçak seferleri havada uçuşuyordu. Uçaklarının ertelenmesiyle deliren halk ise orada çalışan insanlara saldırıyor ve adete küçük bir anarşi kıvılcımı burada da gözüküyordu. Andrew ise bugün içinde uçarak Hera ve Carlos’u daha fazla yanlız bırakmaması gerektiğini hissediyor ve olabildiğince acele ediyordu. İnternet üzerinden Alaska’da uçak sürebilen ve kendisini bir ücret karşılığında Valentine şehrine uçurabilecek insanları arıyordu. Bulması aslında kolay olmadı ama biraz paranın çözemeyeceği hiç bir şey yoktur. 3500 dolara Alaska’dan Valentine’a götürebilecek bir uçak buldu ve bu uçağı sürecek kişiyle buluşmak için yola koyuldu. Gecenin ilerleyen saatleri Andrew Uçağa bindi ve Alaska’dan havalandılar uçağın pilotu 2. Dünya savaşından sonra 3. Dünya savaşı için eğitilmiş ve gerçekten kabiliyetli bir pilottu, her ne kadar iyi eğitilmiş olsada 3. dünya savaşının çıkmayışı ve yaşının da getirdiği sebeplerden ordudan ayrılmış ve insanları bir yerden bir yere uçurarak en yetenekli olduğu işi yerine getiriyordu.
Uçağın sağ ve sol pervanesindeki tıngırtı , karlı havanın uçağın hızıyla yarılmasının çıkardığı ses kendi içerisinde bir ahenk oluştururken uçağın içerisinde görülen kırmızı ışık ardından ise sağ pervanenin kapanması bir anda ortamı gerdi. Pilot hemen sağı ve solunda bulunan paraşüt çantasına baktı. “Uçak düşüyor pervaneye bir şey çarptı ve bir kısmı kırıldı birazdan yere düşeceğiz al şu paraşütü ve yaptıklarımı yap”. Andrew Pilotun dediklerini harfiyen yaparak uçağın kapısını açtılar “3 … 2 … 1 …”