Uzun süredir Ada Amerika dışarısındayım, tüfeğimin mermisi gittikçe azalıyor tekrardan cephane toplamam ve kamp alanım için erzak arayışına çıkmam gerek. Bir süredir çevrenin güvenliğini sağladım sayılır şimdilik kaldığım yer ağaçlık bir alan havalimanında yıkılan çitler buldum üstlerindeki dikenli telleri palam yardımıyla telden ayırıp çantama sıkıştırmıştım geceleri her ne kadar iki gözüm açık uyuyor olsam da kendimi biraz daha güvende hissetmek adına ağaçları tel ile çevreleyip yediğim yemeklerin konservelerini tellere astım. Ve ormanda ilerlediğim yollarda ağaçları palam ile işaretleyerek daire çizmenin önüne geçiyorum. Kimi zaman birileriyle karşılaşsam da sadece uzaktan birbirimizi görüyoruz ve mekanikten bulduğum kırmızı bandana yüzünden beni bir topluluğa mensup sandıkları için uzaklaşmayı tercih ediyorlar sanırım.
(Günlüğe çizilmiş referans fotoğraf)
Dünya her ne kadar boka sarmış olsa da sıcak ateşim ve ısıtmak için yeterli konservem var yemek yerken neredeyse hiç bir şeyi umursamıyorum. İz sürme adına kendimi geliştirmeye çalışıyorum ormanda tavşan ve tilkilerin ayak izlerini birbirinden ayırt edebiliyorum artık.
Ormanda turuncu ve sarı otlar var yaşanan şeylerin etkilerini taşıyorlar o otluklarda herhangi canlı bir bitki yaşamına rastlamadım.
Aracımı depo olarak kullanmaya başladım ve kimi zaman Ada Amerika’yı karşı kıyıdaki bir çatıdan izliyorum insanlar toparlanıyor eşyalarını almış ve adadan gidiyorlar anlam veremiyorum söyledikleri ile yaptıkları oldukça çelişkide bırakıyor beni ama kesin olarak gözlemlediğim şey Ada Amerika da yaşam monotonlaşıyor ve insanlar Ada Amerika’dan göçüyor. Şehirde bir yaşam hayali olan insanların hedeflerine hizmet etmeye başladıklarını görüyorum.
Yalnızlığımla her ne kadar başa çıkabilsem de kimi zaman kendi kendime konuşur oluyorum ve bu durum benim için biraz garipleşmeye başladı sanırım dostlarımı özlüyorum. Bobby, ne fırlama ama… Tilki, masum görünüşlü sinsi kız… Greg, küçük ama güçlü oğlan, sağlam çocuk. Toby, hayalleri olan dertli adam… ve özellikle Norman ve Constantine Daima sırt sırta…
Güneşin doğuşu tenimi okşarcasına bu satırları günlüğüme aktarıyorum, eğer hala yardıma ihtiyacı olan insanlar var ise onları bulmalıyım ama şu anlık ilk önceliğim kendimi hayatta tutacak kadar erzak toplamak durmaksızın tüketiyorum.
Kamp ateşinin başında güzel bir kuşluk vakti hatırası.
Frost Out.