yaşam ve ölüm arasında ince bir çizgi üzerinde yürüyorduk. Ben, Oscar, bu karanlık dünyada yaşamın anlamını ararken, geçmişime dair derin ve dramatik bir anı ile yüzleşmek zorunda kaldım.
Bir gün, güneş batarken ve gökyüzü kan kırmızısı renkteyken, geçmişim ansızın karşıma çıktı. Timmy silahıyla beni yakaladı aslında bu bir misillemeydi çünkü bende aynısını yapmıştım. Gözlerindeki öfke ve kin, daha önce yaşadığım bir hikayenin açılmasına neden oldu.
Timmy ve ben, yıllar önce Paletoda yaşamıştık, kıtlık ve zombi salgını insanların doğasını değiştirmişti. Rahip’in politikaları ve güvenlik endişesi insanları acımasızlaştırmıştı. Biz de farklı yollar seçmiştik.
Timmy, hayatta kalmak için sert ve hırslı bir yol seçmişti. Rahip’e karşı direnişi başlatmak. Ben ise kızım Emily ile kaçıp yeni yollar arıyordum. İki farklı yol, iki farklı karakter.
Timmy, en zor anlarda bile kimseyi bırakmamıştı güçlü bir karakterdi. Bir grup ile kaçıp, başka bir bölgeye gitme kararı aldığımda, Timmy daha iyi bir hayatın öncüsü olmaya karar vermişti.
Ben ve kızım bir grup ile kaçmıştık, fakat Timmy’nin direnişçilerinden biri bizimle beraberdi Yargıçlar bizi buraya kadar takip etmişti, Direniş üyesini vurmaya kalktıklarında karşı koydum önce dipçik ile bana vurdular sonrasında 3 yaşındakı kızımı elimdem aldılar. Onlara her yalvardığımda kızımın başındaki silah sayısı artıyordu, emily bana bakarak ağlıyor kurtarmam için yalvarıyordu Yargıçlar ise beni direniş ile suçluyordu FAKAT HER ŞEYİN SUÇLUSU TİMMY’di artık zamanım dolmuştu hamle yapmak zorunda kaldığımda Yargıçlar kızımı vurdu işte aramızdaki olay burada patlak vermiştı.
Oscar için dünya aniden kararmıştı. En değerli varlığını kaybetmişti ve bu acı, kalbine saplanmış bir hançer gibi hissediyordu. Kızının gülümsemesi, neşesi ve umutları artık sadece anılarla yaşamaktaydı. Timmy, kızının ölümünden sorumlu olmasa da, sorumsuzluğu ve dikkatsizliği nedeniyle bu trajedinin meydana gelmesine zemin hazırlamıştı.
Oscar, timmy’yi asla affetmedi. Timmy’nin yüzünü gördüğünde, kızının son anlarını hatırlıyordu. Bu acı dolu anı, oscarın içinde kin beslemesine neden olmuştu. Querencia topraklarındaki olayda, Oscarın gözleri kin dolu bir kararlılıkla parlıyordu. Timmy, oscarın içinde bir yangın yakmıştı ve bu yangın, adaleti sağlama konusundaki kararlılığını daha da güçlendirmişti.
Timmy ile Oscar arasındaki kin, Querencia topraklarında bir savaşın tetikleyicisi haline gelmişti. Oscar, geçmişte yaşadığı acının ateşiyle yanarken, Timmy, yaptığı hataların ağırlığı altında eziliyordu. Bu ikisi arasındaki karanlık bağ, direnişin geleceğini şekillendirecekti. Ve belki de, bir gün, adalet ve bağışlama arayışı, bu iki adamı bir kez daha yüz yüze getirecekti.
Ve işte şimdi, yıllar sonra, Timmy silahını benim başıma dayamıştı. Geçmişteki kararlarımızın sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydık. Gözlerimiz birbirimize değdiğinde, geçmişteki dostluğumuzun izleri hala parlıyordu. Ama aramızda bir duvar vardı, geçilmez bir engel.
Timmy’nin gözlerindeki öfke, bana geçmişteki seçimlerimle yüzleşmem gerektiğini hatırlattı. yaşam mücadelesi verirken, insanlığın direnişini sürdürürken, aynı zamanda içsel bir savaşın içindeydim. Geçmişin hayaletleriyle yüzleşirken, insanlığın en iyi ve en kötü yönlerini keşfetmek zorunda kaldım.
Timmy’nin silahı başımda, gözlerimde yaşlarla, kalbimde kırıklıklarla, geçmişime ve geleceğe dair kararlarımı düşünüyordum. Ve o an, geçirdiğim zaman boyunca yaşadığım her deneyimle birlikte, insanlığın direnişini ve umudunu taşıdığımı anladım. Ve belki de, Timmy’nin silahıyla yüzleşmek, beni gerçek bir direnişçiye dönüştürmüştü.
Sonunda, Timmy silahını indirdi. Gözlerindeki öfke ve kin hala vardı, ama belki de içinde bir yerlerde eski dostluğumuzun izleri de vardı. İkimiz de farklı yollarda ilerlemiştik, şimdi ise hepimiz farklı seçimlerin bedellerini ödüyoruz