Jacky Key Hayat hikayesi

Jacky Key, 01.09.2003 yılında Amerika’nın Fort Smith şehirinde ilk başlarda Orta halli bir Afro-Amerikan Ailenin 4. ve Tek Erkek çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ailenin son çocuğu ve Evdeki tek erkek olduğu için çoğu iş doğduğundan beri onun üzerine yüklenmiştir, Raylon doğduğunda Jacky’nin Annesinin 3 tane ablası vardı ve Doktorlar çocuğu çıkardığında bile Jacky’nin nasıl bu kadar Koyu renkli (Siyahi) olduğuna şaşırmışlardı.Jacky çocukluğunun beri Babasının Hırıltıl, Kalın sesine ve Babasının Free Style’larına hayrandı fakat kendisi ne zaman bir şarkının sözlerini okumaya çalıştığında veya şarkı söylemeye heyecanlanıp kekelemeye, kelimeleri yutmaya başlardı Jacky çocukluğundan beri çok heyecanlı, yerinde duramayan bir çocuktu.Jacky’e sürekli okulda “Geceleri seni göremiyoruz!” veya ışıklar kapandığında “Jacky yok oldu!” tarzı söylemlere maruz kaldığında sürekli sinirlenip etrafa saldırmaya başlardı. Jacky’nin Ailesi Jacky’nin çok üzerine düşmeyip, Jacky’isalan bir Aileydi. Babası daha çok Jacky 2 Ablası ile ilgilenmekte, Jacky ailesinden istediği ilgiyi göremediği için sürekli Sokakta kendisinden büyük insanlar ile arkadaş olmuştu, Jacky’nin sokakta tanıştığı ve sürekli beraber takıldığı arkadaşı olan Bob bir gün Jacky yanına gelip, Jamie bu okul çantasını Buske Caddesindeki Pizzacıya bırakmamızı istedi, karşılığında bize 500 dolar verecekmiş! diye sevinçle bağırdı,Jacky o kadar parayı duyduğunda çantayı sırtına takıp hızlıca Buske Caddesine doğru koşmaya başladı, Yolda yavaşlayıp Bob ile sohbet etmeye başladıklarında Acaba bu çantanın içerisinde ne var? dediğinde çantanın açma kısmının tamamen kapalı olup, önündeki fermuarın birbirlerine yapışmış olduğunu gördü açmaya çalışırlerken,Jacky ve Bob aralarında konuşup daha fazla zorlamayalım geç kalırsak paramızı vermeyebilir diye kararlaştırıp hızlıca Buske Caddesine tekrardan koşmaya başladı, 30 dakikalık hızlı yürüyüşün ardından Pizzacı’nin Tuvaletine girip Jamie abiyi aradılar ve oraya koyduklarını söyleyip hızlıca Jamie’nin evine doğru koşmaya başladılar, Jamie’nin evine geldiklerinde Ter içerisinde kalan Jamie ve Bob parasını istediğinde Jamie ikisinin de saçlarını sevip ikisine de 500 dolar verdi, Jamie ve Bob birbirlerine bakıp eliyle sus işareti yaptılar ardından paraları cebine sıkıştırıp eve doğru yürümeye başladılar. Ertesi gün Okul çıkışından eve doğru Bob ila yürürken Babası ila Jamie’nin Basketbol Sahasının önünde konuşurken gördü, Babasına doğru koşarken Babası onu fark edip Adamın elini sıkıp ardından, elini hızlıca geri ceplerine koyup Oğluna doğru yürümeye başladı, Raylon okulun dönüşünde Babasını gördüğü için çok mutluydu, Babasının 2003 Model Cadillac Escalade arabasına binip Babasına dün yaşanan olaylardan, Jamie’nin sadece bir çantayı taşımak için ona 500 dolar verdiğini anlattı, anlatırken yüzünden gülücekler saçıyordu eve vardıklarında Babası Raylon’a bunu kimseye anlatmaması gerektiğini söyledi Jacky nedenini sorduğunda, Jacky’e kimseye anlatmaması için Babası 250 dolar verdi Jacky eliyle ağzını kapatıp gülmemek için eve hızlıca girdi. Raylon aldığı 750 doların 200 doları ile gidip kendine Nike’tan kendine yeni Bembeyaz ismi TN olan bir ayakkabı almıştı, bu ayakkabıları çok beğendiği için uyurken bile ayakkabılarını yatağın altında saklıyordu. Jacky 10 yaşına geldiğinde kendisine yapılan “Simsiyahsın! Karanlıkta kayboluyorsun!” zorbalıklarına dayanamayıp artık İnsanlar ile aynı şekilde dalga geçmeye, umursamamaya başlamıştı tüm siniri öfkesi bir anda şakaya dönmüştü, insanların hiç birini ciddi almıyor devam ediyordu Ailesinin o yok gibi davranmasına alışmıştı. Jacky sokaklarda çok fazla durduğu için insanların göz altlarının mor olduğunu, bazı insanların Zombi olduğunu düşünmeye başlamıştı Bu insanlardan olabildiğince uzak durmasına rağmen bir gün, Zombi dediği insanlardan birisi Jacky’nin yanına yaklaşıp ona Cebindeki tüm paraları ver diye bağırmıştı, Jacky korkup kaskatı kesildiğinde cebini karıştırmaya çalışırken adam kendi kendine ayakta duramayıp yere düşmüşt, Jacky arkasına bile bakmadan koşmaya başlarken adam “Gel buraya küçük velet seni yakalayıp kafanı keseceğim!” diye yayık bir ses tonu ile bağırıyordu. Basketbol Sahasının girişinde sürekli 8-10 kişilik insanlar olurdu ve her zaman Jamie bu topluluğun içinde olurdu, bir gün Jamie’ye “Buradaki abiler, neden sürekli burada dikiliyor ve herkesle neden tokalaşıyorlar?” diye sorduğunda Jamie ona sadece herkesin selam verdiğini söyleyip geçirmişti. Jacky ile Bob bir gün okulda dolaplarını açarken kendilerinden yaşca büyük ve iri gözüken birisi Jacky’nin yanına gelip “N’aber ufaklıklar, biraz mala ihtiyacınız var mı?” diye sorduğunda Jacky ile Bob birbirine bakıp kafa sallayıp, Evet ne kadar? diye cevaplamıştı 50 dolar verip adama doğru uzatırken, adam Jacky’nin elini sıkıca sıkıp elindeki ufak Torbayı Jacky’nin eline doğru bastırdı Jacky"Ah!" diye bağırıp elindeki şeyi acele ve korkudan hızlıca cebine attı, önündeki adam sendeleyerek yürümeye devam etti. Jacky ila Bob okulun Tuvaletine gidip cebindeki küçük bir Torba’nın içindeki Beyaz toz’a bakıp "Bu da ne, yoksa tebeşir mi diye bir parmak alıp ağızlarını götürdüklerinde çok garip olduğunu ve bunu cebine atıp Jamie abi’ye sorma kararı aldılar. Akşam Jamie’nin evine gidip bunu uzattıktan sonra Jamie “Afferin” diyip Jacky ve Bob’a bunun ne olduğunu ve ne kadar zararlı olduğunu, nasıl çekeceğini gösterdi ve Paketleri açıp masaya doğru serdi, Kredi kartı ile dümdüz edip yavaşca burundan çekti ve Jamie ve Bob’un aynı şekilde yapmaları gerektiğini söyledi, Jamie ve Bob bunu yaptığında ikisinin de bir anda gözü karardı, ardından koltuğa doğru yığıldılar. Jacky yavaşca gözlerini açtığında Babasının arabasında, arka koltukta yatıyordu gözlerini yavaşca eliyle ovuşturup Babasına “Baba nereye gidiyoruz, en son Jamie abiyle beraberdim ne oldu?” diye sorduğunda Babası Jamie’nin işi olduğunu ve o yüzden seni aldığını ve eve gittiğini söyledi Babasına Bob’un nerede olduğunu söylediğinde Babası, Bob’da babasının arabasında diyip sakince gülümsedi Babası Direksiyon’a Sinirden çok fazla bastırdığı için Direksiyon’un deri sesi duyulabilir bir ses çıkardı ve eve gittiklerinde bu konu hakkında hiç bir şey konuşmadılar. Aradan 1 hafta geçti, Babasını 4 gündür görmüyordu Annesine Babasının nerde olduğunu sorduğunda Annesinin gözlerinin dolduğunu fark etti ve daha sesli bir şekilde sordu, Annesi ağlamaya başladığında Raylon’un 2 tane ablası geldi ve 1’i Annesini sakinleştirmeye çalıştı öbürü’de Jacky’nin odasına çıkartıp Babasının vurulduğunu söyledi, Jacky gözlerinin dolduğunu gizlemeye çalıştı, Ablasına doğru yaklaşıp sessizce ağlamaya başladı ardından Ablası aşşağıya indi. Jacky 2 haftadır neredeyse hiç dışarıya çıkmıyordu, Bob her gün Jacky’nin kapısına gelmesine rağmen Jacky aşşağıya inmeyeceğini ve hasta olduğunu söyleyip Bob ila dışarıya çıkmıyordu aşşağıya indi, Buzdolabına baktı ve buzdolabında hiç bir şey olmadığını gördü, Çeşmeyi açıp elini yıkamaya çalıştığında suyun akmadığını gördü, Annesine neden olduğunu sorduğunda artık paramızın olmadığını ve dayanması gerektiğini söyledi. Jacky o günün akşamı Jamie’nin yanına gidip “Bana çanta ver, nereye olursa götüreceğim ve karşılığında gene para vereceksin” dedi gözleri doluyken, Jamie gülüp Peki ufaklık, bu çantayı Tren istasyonuna götür, ardından beni ara sana çantayı nereye bırakman gerekeceğini söyleyeceğim “Ha unutmadan, ne olursa olsun çantayı kaptırma ve sakın içine bakma yoksa tüm paran iptal olur.” dedi Raylon çantayı sertçe çekiştirip Tren istasyonuna doğru hızlıca koşmaya başladı. Tren istasyonuna vardığında Jamie’yi arayıp “Neresi” dediğinde Erkekler tuvaletindeki 2. kabin dedi, Jacky kabine girip çantayı bırakıp hızlıca Jamian’ın evine doğru koşmaya başladı. Eve geldiğinde, Jamian Jacky’nin cebine 750 dolar sıkıştırıp, “Afferin doğru şekilde yapıyorsun” diyip evine yolladı. Eve geldiğinde paraların hepsini Annesine uzatıp “Al anne.” diyip gülümsedi, Annesi umutsuz ve mutlu bir şekilde Jacky’e baktı Jacky’nin ne yaptığını biliyordu fakat başka bir şansı yoktu Ev’i idare etmesi gerekiyordu. Günler geçtikte Raylon Jamian’ın ayak işlerini yapmaya devam ediyordu fakat Çanta’nın içerisinde Yüklü Miktarda mal olduğunu içten içe biliyordu Ev’i geçindirmeyi başarabilen Jacky 15 yaşına kadar, hiç yakalanmadan başarılı bir şekilde devam etti. Jacky 15 yaşına geldiğinde boyu 1.83’ü bulmuştu ve yüzündeki zayıflıktan dolayı neredeyse yüzündeki kemikler sayılacak haldeydi. Jamie’nin yanına gidip artık sürekli Çanta taşımaktan sıkıldığını, aralarında belirli bir güven oluştuğunu ve ona biraz mal vermesi gerektiğini söyledi bu Malları okulda satmaya çalışacaktı. Jamie ilk başta hayır dese’de Raylon parayla alacağını söylediğinde kabul etti. Normalde torbası 250 dolar olan paketleri Jacky’e 180z dolar’dan 100 torba sattı. Jacky Babasının arabasının Torpido’suna tüm malları koydu Babası öldüğünden beri Babasının arabasına hiç binmemişti ve Babasının cenazesine bile gitmemişti. Ailesi eve para getirdiği için Jacky’e bir anda iyi davranmaya başladılar, Çocukluktan beri ilk defa Annesi Jacky ile ilgileniyor, Jacky’e meyve getiriyor veya geldiğinde ona sarılıyordu Ablaları da Jacky’i umursamazmış gibi davranmıyor tam tersine Jacky’e babaları gibi görmeye başlamışlardı.Jacky 13 yaşından beri bu tür işlerin içinde olduğu için git gide Çevresi artıyordu fakat Bob’u çoktan unutmuştu ve çevresindeki herkes eskiden “Zombi” dediği insanlar olmuştu Jacky bu durumdan memnun değildi, gelecekte ne yapacağını bilmiyordu yanındaki insanlar gibi yaşamak istemiyordu en azından diploma sahibi olmak istiyordu fakat şu anda öncelikleri vardı. Jacky araba sürmeyi öğrenmek için Babasının arabasına bindi fakat daha arabayı nasıl çalıştıracağını bile bilmiyordu. Ablasından yardım isteyip araba sürmeyi yavaş yavaş öğreniyordu fakat düzgün bir şekilde sürmek zorundaydı, bu işin risklerini biliyordu arkasına Polis takılırsa kaçmak zorundaydı ve araba kullanmayı bilmeden bunu yapamazdı. Okula gittiğinde insanların tipine bakarak Kokain, Ot, Meth kullanıp kullanmadıklarını anlamaya çalışıyordu ilk başta gözlerinin altı mosmor, gözleri resmen kan çanağına dönüşmüş kişilere satmaya başladı. Yavaş yavaş hangi insanların içip içmediğini anlamaya başladı zaten okulda çok fazla arkadaşı vardı, bu günden günde yayıldı ve artık Jacky insanların peşinde koşturmayıp, insanlar Jacky’nin peşinde koşmaya başladı. 1 haftanın sonunda 100 paketi bitirebilmişti ve bundan daha fazla satmalıyım diye düşündü fakat okul notları çok kötüydü ve ikisi arasında bir tercih yapmak zorundaydı. Zorunlu olarak Para’yı tercih etti ve o sene sınıfta kaldı Jamie’nin yanına gidip bu sefer daha fazla mal alacağını söyledi elindeki tüm parayı yatıracaktı. Elindeki 36000 doların hepsini Jamie’ye verdi ve karşılığında 200 paket aldı Aracın Bagajına sıkıştırdı, Aracın bagajının üstündeki deriyi kaldırıp hepsini Bagaj’ın altına dikkatlice yerleştirdi. İlk günde 20 torba satmıştı ve artık okul dışındada ondan almaya gelen insanlar vardı. Bir gün yanına kalabalık bir grup geldi ve “Nerede ne satıyorsun, burada satmak istiyorsan bana haraç vereceksin burada her zaman ben satıyorum” Jacky etrafına bakıp adamların ne kadar kalabalık olduğunu gördü, 2 yolu vardı ya kaçmak ya da parayı vermek kaçabileceği kadar alan bile yoktu etrafındaki insanlar çok kalabalıktı, adama doğru dönerek “Bir dahaki satışımda pay vereceğim söz veriyorum” önündeki adam Jacky’e doğru bakarak “Hayır, cebindeki tüm paran benim.” dediği anda elini Jacky’nin önüne doğru uzattı, Jacky cebinden bir deste dolar çıkartıp adamın eline doğru koydu adamlar giderken “Afferin ufaklık” diyip Raylon’un başını sevdi Jacky sinirden köpürmesine rağmen sadece dişlerini sıkabildi, karşısındaki adamlar çok fazlaydı ve kendisinden çok daha irilerdi. Jacky Jamie’nin yanına gidip bu olayları anlattı Jamie Jacky’e bakarak - “Bunu yapamamaları için belirli bir Saygınlığın olmalı, Respect kazanman gerek kendi saygınlığını kendin belirlersin kendini biraz öne çıkar.” + “Bunu nasıl yapacağım Jamie, adamlar benden daha üstünler ve daha fazlalar hiç bir gücüm yok.” - “İnsanlara kendini kanıtlaman gerek, bunun bir sürü yöntemi var aklına geleni yap.” Jacky bu konuşmanın ardından eve koyuldu, direkt kimseye selam vermeden yatağına girdi ve nasıl insanların arasında saygınlık kazanacağım diye düşünürken uyuyakaldı.Jacky sabah uyandığında okula gitmedi, direkt Basketbol sahasına gitti ve orada sürekli duran Zenci’ler ile sohbet etmeye başladı. Adamların ne kadar tehtidkar ve agresif olduğunu görebiliyordu,Jacky tüm gün adamların yanında takıldı, akşam eve geldiğinde Masada en sevdiği yemek olan Kızarmış Domuz vardı, Raylon önündeki Domuz’dan büyük parçalar alıp hızlıca yedi ardından dişlerini fırçalayıp yatağına girdi. Raylon yatakta “Buı adamlar nasıl bu kadar sert duruyor, Ben de böyle olmalıyım onların yanında çocuk gibi kalıyorum.” diye düşündü, Jacky nerede ne yapacağını bilmiyordu fakat adamların nasıl davrandığını görmüştü, adamların tüm davranışlarını taklit etmeye çalışacaktı. Jacky 3 hafta boyunca okula gitmeden sürekli sokaktaki Zenciler ile takıldı, kendisinden yaşca büyük Zencilerin nasıl davrandığını gördü, fakat artık eve para götürmesi gerekiyordu parası yoktu ve evdeki yiyeceklerin neredeyse hepsi bitmişti. Okula ilk gittiği gün, sadece 5 paket satabilmişti. Jacky öğle tenefüsünde Müdür’ün odasına çağırdılar ve Böyle devam ederse Okuldan atalacağını, normalde yapabileceği devamsızlığın 2 katını yaptığını ve bunun sebebini sordu. Jacky anlatmaya başladı, “Babam vefat etti ve evdeki tek erkek benim bir şekilde herhangi bir işte çalışmam gerek, evin tüm yükleri bende lütfen beni okuldan atmayın.” Önündeki yaşlı kel müdür, homurdanarak “Dediklerinin hiç biri umrumda değil, Bir daha devamsızlık yaparsan hiç bir şekilde seni geçirmeyeceğim!” diye bağırdı ve cezalı olduğunu okul çıkışında 1 saat bekleyeceğini söyledi. Jacky suratı asık bir şekilde Müdür’ün odasından çıktı. Raylon sinirli de olsa ceza’ya katlanması gerekiyordu okul bitişinde Ceza odasına girdi, onunla beraber toplamda 3 erkek 2 kız olduklarını gördü, Sadece Saat’e bakıp beklerken yanındakilerin fısıldaşarak konuşmaya başladığını duydu, Sandalyesini yavaşca sağ tarafa doğru çekti ve hepsiyle tanışmaya başladı, En sağda oturan kız ile tanışacakken önlerindeki Öğretmen bağırarak “Sıranıza geçin, bir daha konuşursanız daha fazla burada kalmak zorunda kalacaksınız burası konuşma alanı değil, ceza alanı!” diye bağırdı.Jacky ve diğerleri suratı asık bir şekilde geri sıralarına döndüler.Jacky ceza’nın çıkışında kız ile karşılaştı (Kız kendisinden çok kısaydı Gözleri tamamen kahverengiydi, saçları Kızıl renk’ti) eve doğru yürürken sohbet etmeye başladılar. Kızın adı Bernice’di ve ondan 1 yaş küçüktü. Sohbetten dolayı havanın karardığını ve yürüyerek nereye geldiklerini fark ettiklerinde, kıza doğru dönüp “Buralarda mı oturuyorsun?” Bernice Jacky’e doğru dönüp “Hayır, aslında buradan çok uzak bir yerde oturuyorum nereye geldiğimi fark etmemişim bile.” dedi gülerek. Beraber geldikleri yolu tamamen geri dönüp okula geldiklerinde saat 19:47’yi buluyordu ve Okuldan çıktıklarında saat 16:23’dü. Jacky Bernice’e doğru bakarak “Evinin uzakta olduğunu söyledin, arabam var istersen seni bırakabilirim.” dedi Bernice kahkaha atıp, “Ehliyetin olmadığına eminim.” dedi Jacky suratı asık bir şekilde “Evet” dedi fakat Saat çok geç olmuştu ve Bernice Jacky’e güvenerek arabaya bindi. Jacky ve Bernice arabanın arka koltuklarına çantalarını fırlatıp yol boyunca konuşmaya başladılar,Jacky Bernice’in evini gördüğünde şok oldu, Ev resmen Malikhaneye benziyordu ve Raylon ilk defa böyle bir ev görüyordu. Bernice Jacky’nin suratındaki şaşırmayı görüp “Yarın görüşürüz, kendine iyi bak!” diyip kapıyı kapattı ve eve girdi. Raylon eve geldiğinde saat 20:12’ydi karnı çok açtı Buzdolabını açtığında Buzdolabında sadece 1 süt, 4 adet muz, Yoğurt olduğunu gördü ve eve bir şeyler almak için evden çıktı. Evden çıktıktan sonra ani bir karar ile bu şehiri terk etmesi gerektiğini, fark etti ve hızlıca bir uçak bileti aldı. Uçak bileti 19:00 içindi, Jacky hiç kimse ile görüşmeden direkt uçağa bindi ve Los Santos’a iniş yaptı.