Norman Lee O Dowd'ın Hikayesi

Norman Lee O Dowd 02.02.1995 tarihinde, Norveç’in başkenti olan Oslo da dünyaya gelmiştir. Babası olan William, Red Demons MC de member patchine sahipti. Annesi olan Pernille, kocasının durumundan dolayı ‘‘MC’’ de ‘‘Old Lady’’ patchine sahipti. Babası motoru, yeleği, kardeşlik duygusunu sevmekteydi. Fakat annesi bu sevginin ve bağlılığın bedeli olacağından emindi. Bu düşünceler ve olaylar sırasında Norman, öğrenimini görüyor ve motorlara ilgi salıyordu. Kendisi bütün derslerde maksimum başarıyı taşıyordu. Babasından izin alarak motora biniyor ama sürmüyordu. Biliyordu ki daha küçüktü, ne de olsa ortaokula gidiyordu. Zaman geçiyordu, geçtikçe babasının belirli zamanlarda tedirgin olduğunu görüyordu. Babasının bu durumu anlamasının üzerine oğlunu yatıştırsa da, gerçekten bir şeyler ters gidiyordu. Norman, liseye geçtiği zaman hâla maksimum başarıyı taşıyordu fakat aklında yer edinmiş kuşkunun kendisini sarsacağından korkuyordu.

Tarih 2005-2012 arasına gelince beklenmedik, kan dondurucu olaylar yaşanmıştı. Duyan yada görenlerin zihinlerinde yer edinecek olan kanın, gözler önüne serilmiş haliydi. Jönköping-Vänersborg Motorcu Savaşı. Bu savaş öyle kötüydü ki, 162 ölü, çok sayıda yaralı vardı. Motorlara yerleştirilen 80 den fazla bombanın patlaması ve ölümün sivillere sıçaraması, korkunçtu. İnsanlar ‘‘New York mafyası bile böyle bir katliam üretmedi ya da sivilleri terörize etmedi.’’ demişlerdi. Bu savaşın karanlık tarafına Norman’da girmişti. Savaşta babası William’ı kaybetmişti. Bu sırada lisede olan Norman, bu olay sonrasında çökmüştü. Öğretmenleri ve arkadaşlarıda bunu görmüştü ve bunun bir parçası olduğunu düşündüklerinden, ona katil gözüyle bakmaya başlamışlardı. Bu hakaretleri ne kendisi ne de annesi kaldırabilmişti. Annesi kesin bir karar ile oğlunu ve kendisini, Amerika’nın Liberty City eyaletine atmaya karar vermişti. Norman, başı eğik bir şekilde bunu kabul etmişti. Geriye kalan iki aile ferdi gitmeden önce feda ettikleri adamın mezarında bulunmuşlardı.
Liberty City 'de ilk zamanlarda zorlanan aile, hızlıca adapte olarak yaşamaya başlamışlardır. Tabii bu Norman için çok ta geçerli değildir. Norman yeni okuluna geldiği zamanlarda, yaşadıklarından sinirli bir bünyeye sahip olmuştur. Artık değer verdiği birinin, hiç risk almamasını sağlıyordu fakat bu yolda zorba oluyordu. Yapılan şakaları ciddiye alıyor ve sinirlenip kontrolden çıkıyordu. Bu zor zamanlarda motorla kafayı meşgul etmek istemişti. Fakat annesi yaşananlardan sonra buna karşı çıkmış ve motor sevgisini bitirmek istemişti.Norman buna direnmiş ve direnişi planladığı yönde meyve vermişti. Norman, Harley’sine ve yeleğine kavuşmuştu. Yeleğe ne zaman patch dikebilirim diye heyecanlanan Norman, araştırmaları sonrasında Red Demons MC’nin Liberty City şubesinin bulunduğunu öğrenir. Kendileriyle gizlice konuşup kendisini kabul edip etmeyeceklerini sorar. Olumlu yanıt alınca annesine durumu bildirir ve karşı koymaması için rica eder. Annesi oğlunu ve sahip olduğu kültürü kıramaz. Artık Norman, ‘‘Hang Ground’’ dur. Eş zamanlı olarak Norman liseyi bitirmiş güzel bir üniversiteye yerleşmiştir. Orada derslerle beraber insanların işleyen zihinlerini çözmeye çalışmıştır. Başarılıda olmuştur. Üniversiteyi bitirene kadar member patch ini istemediğini ‘‘MC’’ ye belirtmiştir. Kabul görülmüştür. Bunu yapmasında ki amacı zihninin suyuna giderek, sanki işe başlıyormuş gibi doğru kararlar vermesini sağlamaktır. Bu sayede sürekliliği arttıracaktır. Norman bu detayı düşünecek kadar kıvrak zekadır.

Norman, üniversiteyi bitirdikten sonra Red Demons MC San Andreas şubesinde member patchine sahip olmuştur. Orada yaklaşık olarak 2 yıl bulunmuştur. Ana şubenin kararı ile Liberty City şubesi kapatılmış ve dağıtılmıştır. Yeni bir başlangıç yapmak isteyen Norman, kendisine başlangıç olarak Los Santos’u seçmiştir. Tabii ki hala içinde ‘‘MC’’ benliğini korumaktadır.

Norman’ın Los Santos’ ta ki serüveni Lost MC ye katılması ile tam anlamıyla başlamıştır. 6 ay Prospectlik dönemi, 1.5 yıl Loyal dönemi, 2 yıl Treasurer dönemi, 1 yıl Secretary dönemi, 1 Yıl V.President dönemi yapmıştır. 6 Yıl Lost MC de bulunmanın sonucu ve kendisini öne çıkarması sebebiyle ana şube kendisini President Patch’ ine layık görmüştür. Bu süre zarfında sevgilisi olan Anastasia, Liberty City’ye gitmiştir fakat haber alınamamıştır. Merak eden Norman, Liberty City’ye gittikten 1 hafta sonra Salgın başlar. Devam eden süreçte Norman’dan haber alamayan Blaine County Lost MC Chapter’ı, Norman’ı ölü olarak sayar. Norman salgın başladıktan sonra Lost MC Ana Chapter’ına doğru ilerlemeye çalışır. Bu süre zarfında bir çok insanlar tanışır. Bazılarıyla dost, bazılarıyla düşman olur ve bazılarını da öldürmesi gerekir. Verdiği kararların sonuçlarının karşılığını misliyle geri alan Norman’ın düşünce tarzı değişir. Önüne çıkan bir çok engeller; askerler, düşmanlar, aylaklar, kapalı yollar, tecavüzcüler, hırsızlar Norman’ın soğuk kanlı olmasını ve ölüm kalım savaşında aradaki çizginin kuvvetini öğrenmesini sağlamıştır. Norman uzun uğraşlar sonucu Ana Chapter’a ulaşmış ve orada abisi olan Deacon Lee O’Dowd’ ı bulmuştur. Abi kardeş uzun süre beraber kalmışlar. Birbirlerine öğrendiklerini yansıtıp uygulamışlar. Asıl amacı olan Anastasia’yı aramaya giden Norman, Anastasia’yı asla bulamamış ama Deacon onun yaşadığına dair kanıtı olduğunu söylemiştir. Norman ve Deacon kanıtın izini sürmüş fakat, kanıtın götürdüğü yer tamamen istila edilmişti. Hayatını kaybedenler arasında ya da aylaklara dönüşenler arasında Anastasia yoktu. Devam edemeyeceklerini anladıklarında içlerinde bulunan Anastasia’nın yaşama umudunu asla söndürmemişlerdir. Kaldıkları yere geri döndüklerinde oranında istila edildiğini ve sığınmacıların hepsinin hayatını kaybettiğini görürler. Norman, abisine Deacon’a Blaine County’ ye dönmeyi teklif eder. Teklifi kabul eden Deacon, kendisinde bulunan Dünya haritasını açar ve gidecekleri yolları düşünürler. Yolların kapalı olduğunu hatırlarlar ve araç ihtimalini unutmaları gerektiğini kavrarlar. Ne uçak yolu ne tren ne de araç. Geriye bir tek deniz yolu kalıyor. Limanda ufak tefek motorlu teknelerin olabileceği umudu ile limana yöneliyorlar. Yöneldiklerinde Limanda ki sürü halinde takılan aylakları görürler. Riskin farkına varırlar ama bu ihtimale tutunmak için yaşamaktaydılar. Gözlerine kestirdikleri motorlu tekneye doğru ilerlerken sessizliği korumaktaydılar. Fakat yerde ölü gibi yatan aylak Deacon’ın ayağını yakaladığında onu ısırmaya çok yakındı. Norman hızlı bir şekilde silahı ateşledi ve Deacon’ı kurtardı fakat limandaki tüm aylaklarda bu sesi işitti. Artık koşuyorlardı, belki de hayatlarında bu kadar hızlı koşmadılar. Motorlu tekneye ulaştılar motoru çalıştırmayı denediler ilk başta çalışmadı. Deniyor ve deniyorlardı. Aylaklar bu süre zarfında yaklaşıyorlardı. Deacon alacağı riski biliyordu ve tekneden karaya atlayıp onlara ateş ederek uzaklaştırmaya çalışıyordu. Norman motoru çalıştırdığında Deacon, aylakları başka yöne çekmiş ve tekneden uzaklaşmıştı. Norman, Deacon’a doğru bağırıp çağırdı ve bu süre zarfında ateş ederek yardım etmeye çalıştı fakat Deacon uzaklaşmıştı. Deacon, Norman’a ‘’ Kaç!! Öbür tarafta görüşürüz.’’ dedi. Motor sıkıştı ve otomatik olarak ilerlemeye başladı. Norman, Deacon’ın yere düşüp asla öldüğünü görmedi ve inanmadı. Çünkü görmemişti öldüğünü. Tahmin ediyordu ki o sağlam herif oradan kurtulurdu. Norman, Panama kanalını deneyerek Blaine County’e ulaştı. Bir parçası olan Anastasia’yı bulamaması üzerine bir de abisini kaybetmişti. En çok üzen şey de ölüp ölmediklerini bilmemesiydi. Kendisi tanınmayacak hale gelmişti. Bütün kaynakları bitmişti ve hayatta kalmaya çalışıyordu. Saçlar uzun, kirli sakal ve kirli yüz…

The Almighty Forgives, The Lost Don’t.