2012 Minnesota doğumludur.
Doğduğu ayı hatırlamamaktadır. Annesi Paige diş hekimi, babası Steve askeri pilottur. Bu yüzden maddi durumu iyi bir aileye sahiptir. Güzel bir bakım ve eğitimle büyümüştür. . Annesi ve babası aynı evde yaşıyor olsalar bile Robin doğduktan 2 yıl sonra evlenmişlerdir.
Robin, 9 yaşına kadar genelde kurslar ve özel derslerle bir çok eğitim almıştır. Robin’in 9 . yaşının ortalarında annesi hamile kalmıştır. Paige’in hamileliği ilerlediği için artık çalışmaya ara vermiş ve daha çok evde Robin ile zaman geçirmeye başlamıştır. Steve işi gereği yoğun çalıştığı için onu daha çok telefonla görüntülü konuşmayla görmektedir.
Bir kardeşinin olacağı hissini anlamaya çalışırken annesinin karnını tekmeleyen ufaklık için heyecanlanmaya başlamıştır. Annesi doğum yaklaştıkça Robin’e doğum başladığında neler yaşayabileceklerini ve neler yapması gerektiğini, yani kendisine nasıl yardımcı olacağını anlatmıştır. Hastane çantasını birlikte hazırlamış ve gerekli tüm eşyaları acil durumda alacakları yeri belirlemişlerdir. Annesinin işine yarıyor olmak Robin’e kendini bir yetişkin gibi hissettirmiştir.
Bir gün uykusundan annesi ve babasının tartışmasıyla uyanan Robin, dikkatle konuşmaları dinlemeye çalışmıştır.
“Bebeğimizin doğumunda nasıl burada olmayacaksın? Bu saçmalık!”
“Denedim Paige ama, emir kesin. Benim yetkimde olan bir durum değil, üzgünüm. İşim biter bitmez yanınıza koşacağımı biliyorsun, beni biliyorsun”
Konuşmalar sakinleşip mırıltıya dönüşmüştür. Mırıltıları anlamaya çalışırken yeniden uykusuna dalmıştır. Ertesi gün babası Robin’i alnından öperek uyandırmıştır. Birlikte annesine kahvaltı hazırlamak için yardım istemesi Robin’i hızlıca yataktan çıkarmıştır.
Ailecek yaptıkları güzel kahvaltının ardından bir kaç saat geçtikten sonra babasının her zaman işe gittiği çantasıyla birlikte kapıda hazır olduğunu görmüştür. Babasını uğurladıktan sonra annesi ile başbaşa uzun bir süreç başlamıştır. Robin, takvimdeki günlerden Şubat’ın 18’ini karalamıştır. Kardeşi için bir süredir bu şekilde gün saymaya başlayan Robin annesine seslenerek “20 gün kaldı anne!” demiştir.
–
Takvimde 28 Şubat’ı karalayan Robin, annesini uyandırmak için odasına gidip yanına kıvrılarak ona sarılır. Bir sürü öpücüğü annesinin suratına kondurarak onu uyandırdıktan sonra güzel bir kahvaltı hazırlarlar. Kahvaltı sırasında Paige’in telefonu çalmaya başlamıştır. Artık çok rahat hareket edemediği için Robin koşarak telefonu almaya gider ve babasının telefonunu hızlıca açarak konuşmaya başlar.
Steve, askeri üniforması ile telefon ekranından Robin’e telefonu annesine vermesini söyler. Robin, üzülerek telefonu annesine verir.
Steve: " İkinizinde beni iyi dinlemesini ve korkmamanızı istiyorum. Birazdan söyleyeceklerim sadece tedbir amaçlı. Kötü bir şey olacağı anlamına gelmiyor. Ben telefonu kapatır kapatmaz erzak dolabını kontrol edin herhangi bir eksik varsa uygulamadan hızlı bir sipariş vererek eksikleri giderin. Tehlikeli şeyler olabilir ve bu sırada güvende olmanızı istiyorum. Özel bir hemşire ile görüştüm. Doğrudan eve gelecek bebeğim, senin ve bebeğimizin sağlığı için ben orada olamasamda elimden bu kadarı geliyor.
Ben sizi tekrar arayana kadar evden kesinlikle ayrılmayın. Pencerelerin panjurlarını kapatın. Hemşire geldiğinde kapıdan benim ismimi ve yeni doğacak bebeğimizin ismini söyleyecek. Bunları duymadığınız sürece kapıyı kimseye açmayın. Ne olduğuna dair kesin bir bilgim olmadığı için size anlatamıyorum. Ama lütfen söylediklerimi yapın. Ve benden telefon bekleyin. İkinizi de çok seviyorum."
Telefonu kapattıktan sonra Paige, yüzünün rengi solmuş bir halde oturduğu sandalyeden kalkar ve mutfağa doğru hareket eder. Telefon uygulamasından eve sipariş verir. Robin’e nasıl yapılacağını anlatarak beraber panjurları kapatmaya başlarlar. Robin bu sırada annesine soru sormadan sessizce talimatlarını takip eder. Paige, Steve’in tüm söylediklerini yaptıktan sonra Robin’e kitap okuma saatini hatırlatıp televizyon karşısına oturur. Robin’in kapısının kapanış sesinden sonra televizyonu açarak haber kanallarında gezinmek ister ama televizyon açıldığı gibi haber karşısındadır.
Kanallarda gördüğü vahşi insanlara bakıp dona kalmışken kapıdan "Steve Roberts, Miley Roberts!"
şeklinde bir sesleniş duyarak yerinden sıçrar. Robin, odasından koşarak annesinin yanına gelir ve sessizce annesine kapıyı işaret eder. Paige yerinden doğrularak Robin’in yanına gidip kapı deliğinden bakar ve ardından kapıyı açar.
Gelen kadının adı Karen’dir. Herhangi bir üniforma giymemiştir ama sırtında yüklü bir çanta vardır. İçeri girdikten sonra kapının tüm kilitlerini ard arda kilitleyerek Paige’e elini uzatır ve tokalaşırlar.
İki gün sonra evin dışından değişik sesler gelmeye başlamıştır. Paige hamilelikle birlikte bu durumdan çok yıpranmıştır. Robin, hemşirenin annesine uyguladığı sakinleştirici yöntemleri dikkatle izlemektedir. Zarif bir kadın değildir Karen, gördüğü diğer annelerden ve kadınlardan daha kaba olduğuna karar verir Robin içinden. Sakince oturdukları bir sıra Paige mutfak tezgahının yanındayken kapıya birden bir vurma sesi gelir. Karen işaret parmağını dudağının önüne getirerek ikisine de sessiz olun işareti yapar.
Bir süre sonra ses kesilir ve Paige yere bakmaktadır. Kafasını kaldırıp Karen’a bakar ve karnını işaret eder. Paige’i evin alt katındaki odaya götürüp tekrar yukarı çıkarak kapının önüne sessiz olmaya çalışarak eşyalar yığmaya başlar. Ardından alt kata inerek Paige’in doğumu için hazırlanır.
Robin, mutfakta gözleri ağlamaktan kızarmış bir şekilde dizlerinin üstüne çökerek oturmuştur. Karen, Robin’i olduğu yerden kucaklayıp alarak Robin’in odasına götürür. Paige’in telefonunun şarjının bittiğini fark etmedikleri için o evde uzun bir süre Karen ve Robin birlikte yaşarlar. Aradan geçen 1 haftanın sonunda Paige’in telefonunu şarj etmek Robin’in aklına gelir ve telefonu açtığında babasının annesine videolar attığını görür.
Bir gün sonra Steve, Paige’in telefonunu arar ve sonunda Robin babasını görebilmiştir. Telefonu açmasıyla Robin’in ağlamaya başlaması bir olmuştur. Karen, telefonu alarak Steve’e sakince durumu anlatır. Paige’in ve bebeğin kurtulamadığını, göbek bağının bebeğin boynuna dolandığını anlatır.
Steve sessizce
“o evden ayrılmalısınız. Robin’i güvende tutacağına eminim. Daha önce konuştuğumuz konuma getir kızımı Karen, yarın hava kararmadan sizi oradan alacağım”
diyerek telefonu kapatır.
Karen ve Robin birlikte hazırlanarak zorlu bir yolculukla Steve’in istediği yere giderler ve bulundukları çatıya bir helikopter yaklaşır. Helikopter sesiyle kafası karışan enfektelerin sesi yükselmeye başlar. Robin, titremeye başlamıştır ve Steve helikopter ile çatıya inmiştir. Karen ve Robin’i helikoptere bindirdikten sonra tekrar yola çıkarak Valentine City’e doğru uçmaya başlarlar. Bundan sonra Paleto’da yaşamaları gerektiğini ve olanları Steve’in Karen’e anlattığı sırada Robin’de öğrenmiştir.
Seneler boyunca Robin, Karen ile zaman geçirmiştir. Babası enfektelerle kafayı bozduğu ve görevden göreve koştuğu için Robin ile ilgilenememektedir. Zaman içinde Robin, Karen’in ihraç edilen bir asker olduğunu öğrenir. Babasıyla ilk görev yıllarında tanışıp dost olduklarını, hatta Steve’in eski ev arkadaşıyla evlendiğini ama onunda asker olduğu için bir görevde hayatını kaybettiğini öğrenmiştir.
Karen, Robin’in rol modeli ve en yakın arkadaşı haline gelmiştir. Seneler boyunca Karen, Robin’i çok düzenli şekilde eğitmiş ve onunla arkadaşlık etmiştir. Hatta Robin’e Reyrey diye hitap etmeye ilk başlayan da Karen’dır. Paleto’nun bombalandığı seneye kadar hiç ayrılmayan ikili bombalama gününden sonra bir daha hiç karşılaşmamıştır. Karen’dan bir daha hiç haber gelmemiştir.
Şimdilerde Robin, Ada Amerika’da babasından ya da Karen’den umudunu kesmiş halde yaşamaktadır.