Rollo Eriksen'ın Hikayesi

Los Santos, West Eclipse Bulvarı
Yıl 2006
Ekim 4

Soğuk geçen ekim ayının sabah işe gitmek üzere bir gece vaktinde uyuyan Roy Eriksen çığlıklar eşliğinde uykusundan irkilerek uyandı, yüzündeki korku dolu ifadesi kalbinin hızlı atış seslerini kulaklarında duyduğuna işaretti. Çığlığın sebebi doğurmak üzere olan karısıydı, doğuma oldukça az vakit var gibi görünüyordu üstünü değiştirmeye vakit bulamadan karısı Freyja Eriksen’ı bir hışımla kucakladı ve hızlı bir şekilde arabanın arka koltuğuna yatırıp kapıları sert bir şekilde çarptı, çarpmanın etkisiyle irkilse de dikkatini dağıtmadan sürücü koltuğuna oturdu ve kontağı hızlı bir hamleyle çevirip yola koyuldu.

Birkaç saat sonra

Birkaç acılı çığlıktan sonra Roy için stresli zamanların bittiğinin habercisiydi ağlayan bebek sesi, hızlı bir duş sonra temiz bir surat ardından annesinin kalp sesleriyle sessizleşen bir bebek. Şefkat dolu, ani ve coşkulu bir sesle sessizlik bozuldu “Rollo!” hem Freyja, hem de Roy’un yüzünde geniş bir gülümseme, profesyoneller işlerini bitirdikten sonra ameliyathaneden çıktılar. Bebek uykuya daldı, yorucu birkaç dakikadan sonra Freyja’da gözlerini kapadı, Roy ise bir köşede oturmuş, stresin yokolmasıyla beraber gelen rahatlık hissi de adeta yüzüne oturmuştu.


Los Santos, L.S Anaokulu
Yıl 2013
Aralık 21

Hiçbir şeyden habersiz sınıfında arkadaşlarıyla vakit geçiren Rollo onu neyin beklediğin bilmiyordu, arkadaşlarıyla vakit geçirirken zamanın farkına varmadan, pek geçmeden onun için mutlu haberi öğrendi. Beşinci yaş gününde dilediği dileği dokuz ay önce yaşanan şehvetli olay sonrasında gerçekleşmişti, Rollo artık bir abiydi. Kardeşinin bir an önce büyüyüp onunla beraber oyunlar oynamasını ve filmler izlemesini istiyordu. Bilmediği bir şey daha varsa o da 7 yıl sonra istediklerinin gerçekleşeceğiydi.

Kardeşi Ragnar Eriksen’ın doğumundan yedi yıl sonra

Rollo neredeyse 14 yaşındaydı, kardeşi ise birkaç aya yedinci yaşını doldurmak üzereydi. Kardeşiyle istediği gibi bilgisayar oyunları, korku filmleri dahil tüm filmleri kardeşiyle büyük bir hevesle izlemekteydi ama garip bir şekilde yedi yaşında olmasına rağmen korksa da böylesine şeyler küçük Ragnar’ın ilgisini çekmekteydi. Özellikle “Ben Bir Efsaneyim” adında izledikleri zombi temalı korku filmi hem dramatik hem de aksiyon açısından onları çok tetikledi ve heyecan duygusunu arttırarak zombili bir dünyada yaşasalar karşılarına neyin çıkacaklarının ve ne gibi şeyler yapacakları hakkında birbirinden farklı planlar kurarak düşlediler. Tabii bu onlar için hiç olmayacak bir fantaziden ibaretti, yaratıcılıklarından mahrum kalmamaları onlar adına güzel bir şeydi.


Los Santos, L.S Highschool
Yıl 2020
Eylül 12

Rollo yeni lise ortamının heyecanıyla beraber olgun fizîki yapısıyla beraber yaşıtlarının dikkatini çekmişti,
damarlarında İskandinav kanı taşımasının getirdiği bir şey olmalıydı ki, Beden Öğretmeni Theodor E. Moseley’in ilgisini çoktan çekmişti birkaç kağıt işinden sonra boyu ve kilosu ölçüldü tam tamına 1.9 metre, 90 kilogram ve yağ kütlesi yerli yerinde olan bir viking gibiydi adeta. Çok geçmeden Rugby takımında yerini alıp oynamaya başladı.

Okul içerisinde birnevi popüler hale gelmişti bu hem olgun fiziksel yapısından hem de ortamlarda saran muhabbetinden kaynaklıydı, renkli bir kişiliğe sahipti ortamında inekleri de bulundurur ayırt etmeden insanları severdi, zorbalıktan nefret ederdi Rollo ve her zorbanın bir zorbası vardır mantığıyla uzlaşmaya çalışırdı ardından işe yaramıyorsa işini kaba kuvvetle hallederdi.

Ergenliğin getirdiği merakla beraber ne kadar katolik bir ailede büyümüş olsa da sorgulayıcı kişiliğinin getirdiği şeyle beraber tüm dinler hakkında üstü kapalı bir şekilde araştırma yapmaya başladı ve belli başlı bilgiler edinip kafasında kendine göre bir düşünce yer edindi tanrının veya tanrıların varlığı onun için kafasındaki tek çelişkiydi diğer olaylar onun için abartı geldiğinden dolayı pek inandırıcı gelmedi.
Ailesinin konuya yaklaşımını yargılayabileceğini düşündüğünden dolayı hiç dini konulara girmedi ve dini konulardan sohbet etmekten hem kaçındı hem de çekindi.

Bir yıl sonra (Kıyamete bir yıl kala)

Rollo, on beşinci doğum günü için çok heyecanlıydı annesinden doğum günü hediyesi olarak ona araba kullanmayı öğretmesini, babasından da oyunlardan çok etkilendiği silahları test etmek için atış poligonuna götürmesini istedi. İlk hediye Freyja’dan geldi teoride arabayı sürmeyi biliyordu fakat daha önce hiç uygulamaya geçirmemişti, annesi yanına oturarak Rollo’ya araba sürmeyi uygulamalı bir şekilde öğretmeye başladı, kontağı çevirdi, vitesi taktı ve gaza basarak yavaş bir şekilde yolculuğa başladılar.

Kısa bir yolculuktan sonra

Rollo trafik kurallarına uyarak başarılı bir şekilde aracı atış poligonuna kadar sürmüştü, annesinin oğluna bakışlarından ne kadar gururlandığı aşikârdı. Motor sesi dindi, kapı çarpma sesinden sonra birkaç adım ve küçük bir kapı gıcırdıtısıyla beraber içeri girdiler.

Etraftaki objeler dikkatini çekmiş olacaktır ki küçük Ragnar gözlerini asla ayıramıyordu, keza abisi Rollo onun kadar meraklı bir şekilde gözleriyle içeriyi süzüyordu, Freyja olaylara sıcak bakmasa da tezgahın arkasında duran birbirinden fazla büyük imitasyon silahlar onun da dikkatini çekmişti, Roy ise fiyatları sorup kişisel bir şeyler ayarlamaya çalışıyordu.

Bir süre sonra herkes işini halletikten sonra poligona geçiş sağladılar, poligonun sahibi tam bir İskandinav sempatizanı olacak ki ilgisini aileden alamıyordu bu sayede Roy kişisel işlerini ve atış işini ucuza bağlamıştı, Rollo’nun on beşinci doğum günü cidden onun için büyük bir şans işiydi. Yaşıtlarından olgun fiziksel yapıya sahip olduğu için istediği silahı seçmesine izin verildi, tek tek tüm silahlarla atış yapmak istedi, Roy için masraflı bir iş olsa da on beş yaşında bir ergeni özel gününde kırmak istemezdi. Masraflar ve işler halledildi, eğlenceli geçen birkaç saatten sonra sürücü koltuğunda Rollo ile beraber hepberaber evlerine geri dönüş sağladılar. Rollo silahı tutmasını ve nasıl şarjör yenileyeceğini başarılı bir şekilde öğrendi.

Kıyamete 4 ay kala

Rollo’nun ilgi alanında olan silahlar gün geçtikçe daha da ilgi alanına girdi ve her gün en az bir kere atış poligonuna uğramaya devam etti. Bu süreç içerisinde poligonun sahibi olan Mark Schewzchenko ile oldukça iyi anlaşmaya başladı ve günler geçtikçe karşılıklı sempati oluştu ve daha önce hiç tanımadığı Mark’ı abisi olarak gördü.

Atış poligonunda birkaç ayak işi yapması karşılığında atış hakkı kazanma şansı bulmuştu Rollo, Mark abisi ile iyi anlaşıyordu. Bu süre içerisinde Mark Schewzchenko’dan silah mekanizmalarının nasıl işlediği, nasıl temizlendiği ve nasıl tamir edildiği konusunda derin bilgilere sahip oldu, neredeyse her gün poligona gidip farklı silah mekanizmalarını kurcalamakta ve tekrar takıp çıkarmaktaydı bir süre Mark’ın gözetiminde devam etse de iki ay içerisinde güvenini kazanmıştı herhangi bir zarar olasılığında babasından parasını her halükarda alacağı garantisiyle beraber ortada bir problem kalmamıştı. Mark ile aralarındaki ilişki günden güne kuvvetlenmişti.


Los Santos, Eclipse Tower
Yıl 2022
Şubat 28 (Kıyamet günü)

Şehir siren sesleriyle beraber yankılanıyordu, evde televizyonun sesi son ses açık televizyondaki muhabir titrek bir sesle gözü dönmüş yamyamlardan bahsediyordu güvenlik birimleri üstü başı kan içinde olan insanları canice katlediyordu. bunun üzerine Los Santos halkı yerinde durmadan eyleme geçti ve L.S.P.D’yi ölümüne protesto etmeye başladı. Vespucci Bulvarında büyük bir anarşi hakimdi. Televizyonu kapatmadan Roy ev halkını sakinleştirip hızlı bir şekilde dışarıya çıkardı ve arabaya bindirdi bu sırada Mark Schewzchenko adlı silahçıdan aldığı silahları da çantasına doldurup ailesinin durumunu merak ettiği için ailesinin evine sürdü fakat Ulusal Güvenlik Birimleri çoktan apartmana dalmıştı o sırada bilinmeyen bir yerden ateş sesleri gelmeye başladı bir çatışmanın ortasına girdiklerinden bir haber çapraz ateş altında kalmışlardı hızlıca arabanın içerisinde siper alıp beklemeye koyuldular, o sırada küçük Ragnar ve Rollo olayın şokunda olacak ki göz yaşlarına boğulup sadece ağlamakla yetindiler.

Etraf durgunlaştı, merakına yenik düşen Rollo üstüne düşen kırık camları aldırmadan kafasını hafifçe kaldırdı. Birkaç motor çalışma sesi ardından uzaklaşan zırhlı askeri arabalardan sonra etrafa sessizlik hakim olmuştu, sessizlik inleme sesiyle beraber bozuldu, inleme sesinin sahibi Freyja’ydı herkes siperden kalkmışken Freyja kalkamamış acılar içinde koltuğun yanında kıvranmaktaydı bütün gözler Freyja’nın üzerindeydi hepsinin bir ortak özelliği varsa o da yaşlı olmalarıydı. Roy arabayı sürebildiği kadar hızlı sürmeye devam etti en sonunda L.S.P.D’nin arkasında konum alan eskiden kalma terkedilmiş bir terzi fabrikasına vardılar ve arabayı parketmeden aceleyle Freyja’yı kucaklayıp içeri girdi, Rollo’ya bagajdan ilk yardım çantasını alması için emir verdi ve yerine getirdi.

Fabrikanın içerisi nispeten boştu Roy içerisini hızlı bir şekilde kontrol edip Freyja’nın yanına döndü, hızlı bir şekilde ilk yardım kitini açıp gerekli malzemeleri alarak Freyja’nın yarasından mermiyi çıkarmaya çalıştı. Elektrikler halen mevcut olduğu için ışıkla beraber yerdeki kan gölü parlaklığını koruyordu, Rollo elindeki silahı tutarken göz yaşları annesinin kanı üzerine dökülmeye devam ediyordu. Derin acılı bir iniltiden sonra Roy irkilerek Freyja’ya baktı, hayatı boyunca ilk defa bu kadar çaresiz hissetmişti kendini hayal kırıklığına uğramıştı adeta çocuklara umut verici şeyler demiş olsa da umudun olmadığını Freyja’da Roy’da biliyordu onların telepatik bağları güçlüydü, birnevi aşktı yaşadıkları. Ağlama seslerini titrek bir sesle kesti Freyja, önce Roy’a sonra çocuklara baktı, bir süre gözleri çocuklarda kaldıktan sonra Roy’a tekrar döndü, Roy’un içindeki boşluğu ve yılların acısını bakışlarından hissediyordu fazla zaman kaybetmeden “Onlara iyi bak, hayatım…” demeyi başarabilmişti anca yeten nefesiyle, evlendikten sonra yeni satın aldıkları eve girdikleri gibi Roy’un kucağına bırakmıştı kendini Freyja. Tarih tekerrürden ibaretti onlar için fakat farklıydı yaşadıkları, sadece dünyanın sonu olmamakla beraber 22 yıl süren bir birlikteliğin sonuydu bu ama yaşadıkları aşk sonsuzdu.


Los Santos, Sandy Shores
Yıl 2022
Nisan 1

Ortamın birkaç ay sessizleşmesini bekledikten sonra terzi fabrikasından çıkmışlardı bu süreç içerisinde herhangi bir sorun yaşamadılar sadece Roy’un deyişiyle birkaç “Aylak” kapıya uğrayıp geçmişti, yanlarına aldıkları erzaklar oldukça yetmişti, Freyja’nın cesedinin üstünü orada bulunan beyaz bir bezle kapatmıştı ve koktuğu için uzak bir yere koymuştu Roy, cesedi Rollo ile beraber bagaja koydu, bir süre annesine bakakaldı Rollo fakat uzun süre geçmeden kokudan dolayı ve babasının seslenmesiyle beraber yola koyuldular. Çocuklar hala şoku atlatamamıştı annelerinin çürümüş cesedinin kokusunu az da olsa almaktalardı fakat Ragnar yaşı gereği abisine bir nisan adı altında küçük küçük şakalar yapıyordu Rollo herhangi bir tepki veremiyordu ve duygusal olarak kendini ortamdakilerden soyutlamıştı tek yaptığı kırık camdan dışarıda aylak aylak yürüyen zombileri izlemekti. Roy ortamı yumuşatmak için hatırladığı şarkıları mırıldanırken Freyja’nın ailesine ait olan çiftlik evine vardılar.

Bahçede bir domuz cesedi ve cesedini yiyen birkaç zombi mevcuttu Roy ve Rollo hızlı bir şekilde kilerin duvarına dayalı olan küreği ve kazmayı alıp aylakların kafasına geçirip etkisiz hale getirdiler. Rollo uzun yolculuk sonrasında dışarıdan bakarken gördükleriyle ortamın şartlarını kabullenmişti, olaylara soğuk kanlı ve acımasızca yaklaşıyordu. Zombilerin cesetlerini ve domuz cesedini herhangi bir hastalığa karşı kilerden buldukları bir bidon benzin ile yaktılar bir süre içerisinde iğrenç çürük kokusunun yerini daha baskın olan is ve yanık kokusu almıştı bu onlar için daha iyiye işaretti, paspasın altından anahtarı çıkarıp içeri girdiler, içerisi garip bir şekilde yağmalanmamıştı ve her şey yerli yerindeydi içerisinin sıcaklığı onları oraya alıştırmıştı bile fakat dinlenmeden camları tahtalarla beraber kapattılar çitle kaplı olan çiftlik evinin bütün çitlerine tahta destek ekleyip daha da güçlendirdiler. Bu sayede Rollo el işlerindeki becerilerine beceri katmış oldu.

Birkaç zorlu günden sonra Rollo, Ragnar ve Roy oldukça yorgun düşmüştü bunun üzerine yorgunluktan Rollo kendini yaralamıştı, Roy arabadan ilk yardım çantasını almaya gittiğinde sevdiği kadının cesedinin üstü kayıp açılmış olduğunu gördü, aylardır yüzünü görmediği karısının yüzünü tekrardan çürümüş bir şekilde görünce içine bir ürperti geldi. Cesedi kucaklayıp toprağın yumuşak olduğu bir yere götürüp bıraktı ardından üstündeki kokuya aldırmadan sağ eliyle küreği kavrayıp karısı için bir mezar kazdı. Rollo öteden olanları izleyip yaralı olduğu için olaya dahil olamadı annesinin cesedine doğru baktığı zaman öfkelenip başlarına gelenlerin tüm hepsini Ulusal Güvenlik Korumalarının yüzünden olduğunu düşünmeye başladı. Roy işlerini hallettikten sonra Rollo’nun yanına ilk yardım kitiyle gelip yarasını temizledi ve dikip gazlı bez ile sardı, Rollo için acılı bir süreçti fakat babası kıyamet kopmadan önce “Pillbox Hospital”'da doçent doktor olarak görevli olduğu için hızlı ve profesyonel bir şekilde halletti.

Hiçbir şeyden habersiz sadece hayatta kalmak için çabalıyorlardı hiçbir hayatta kalan kapılarına uğramadığı ve dışarıdan haber almadıklarından dolayı onlar için tek hayatta kalanlar kendileri olabilirdi.
Yapacak hiçbir şey yokken ailecek oturma odasına oturuyorlardı öylesine beraber oyunlar oynuyorlardı bir anda etraf karardı, dışardan gelen hiçbir ışık yoktu, Roy sigortaların attığını düşünüp eline feneri aldı ve açıp dışarıdaki kilere doğru ilerledi, sigortalarla birkaç defa oynadıktan sonra hiçbir şeyin olmadığını farkedince vazgeçip geri döndü, çocuklar olayın etkisine kapılmadan şaşırtıcı bir şekilde normal karşıladılar ve seslerini çıkartmadan yatıp uyudular.

Roy herzamankinden hevesli bir şekilde Rollo’yu uyandırdı ve elini yüzünü yıkaması için sahil şeridine doğru onu kolundan tutup sürükledi, Rollo olayları kavrayamadan babasının dediklerini yaptı ve yüzünü yıkayıp babasını takip etmeye devam etti. Babası onu bir zombi cesedinin önüne getirmişti ve elinde kullanmış bir ilk yardım kiti tutmaktaydı. Rollo olanları kavramış bir şekilde reddedercesine gözlerini büyütmüştü, Roy ise sırıtıp karşılık verdi ve sağ eliyle Rollo’yu hafifçe sırtından ittirip yere çöktürdü o da dizini yere dayadı. İlk yardım kitini Rollo’nun eline tutuşturup dikiş kitini eline almasını sağladı, Rollo elindeki iğneye bakıp hafifçe yutkundu, ardından Roy’un elinden kavramasıyla beraber zombi üzerinde ilk yardımı uygulamalı ve teorik bir şekilde öğrenmeye başladı. Zombilerin çürük kokusu artık onları rahatsız etmiyordu sadece yüzlerini buruşturmakla kalıyordu fakat farklı güzel kokular duymak onları daha mutlu ediyor ve dinçleştiriyordu.


Los Santos, Senora Freeway
Yıl 2028
Aralık 23

Senora Freeway üzerinde bulunan benzikliklerden birine doğru istikamet ediyolardı, konumları pek uzak olmadığı için yol fazla uzun sürmedi, hava karlıydı üzerlerinde kasabadaki kıyafetçiden yağmaladıkları çantalar ve giysiler bulunmaktaydı. Benzinlikten gidip çekebildikleri kadar benzin çekmeye çalıştılar fakat çok geçmeden etraflarını aylaklar sarmaya başladı, ilk aylak Roy’un önüne çıktı anlık bir korkuyla Roy kendini geriye doğru attı ve zombiden kaçmayı başardı fakat arabadan 20 metre uzaktaydı, çocuklar ise arabanın dışında onu beklemekteydi. Zombiler gittikçe çoğalmaya başlarken Roy son hızla arabaya doğru koşarken buzdan dolayı kayıp yere düştü, bunu gören Ragnar babasına doğru koşmaya başladı arkasından da Rollo koşmaya başladı, zombilerin hırıltıları gittikçe gürleşmişti, Roy’a en yakın olan zombinin de ayağı takıldı ve Roy’un bacağını kapıp baldırına doğru saldırarak sert ve dolu bir ısırık aldı, çenesinin baskısıyla dişlerinin deriye girme sesi ve kafasını geriye doğru çektiğinde kaslarının kopmasının çıkardığı vıcık vıcık seslere kadar duyuluyordu, Ragnar hırsına hakim olamayıp hızlıca babasının yanına koştu ve zombinin kafasına sert bir bıçak darbesi indirerek zombiden kurtardı.

Rollo hızlıca babasının yanına gitti ve Ragnar ile beraber Roy’u kaldırıp kovalayan zombileri aldırmadan arabaya doğru ilerlediler, Roy’u arka koltuğa oturtup hızlıca sürücü koltuğuna geçti ve Ragnar yanına bindikten sonra güvenli bölgeye ilerlemeye başladılar. Kısa süre sonra güvenli bölgeye ulaşsalarda karşılarına tek çıkan şey yıkılmış çitler ve tahtadan yapılan kilerin yıkılmış haliydi, detaylara umursamadan çitlerin üzerinden geçip arabadan indiler ve Roy’u arabanın dışına çıkartıp duvara yasladılar, Ragnar içeriden kullanılmış ilk yardım kitini almak için koştu o sırada Roy acıdan dolayı dolan gözleriyle Rollo’ya baktı ve sağ eliyle omzunu kavradı.

Yüzündeki gülümsemenin ardında yatan acı hissedilebilecek seviyedeydi fakat yüzündeki ifade oğullarına tüm öğrettiği şeylerin bir gün işe yarayacağını bildiğinden dolayı oluşan bir ifadeydi, kılıfından sol eliyle silahını çekip Rollo’nun eline tutuşturdu, Roy onun için mükemmel bir rol modeliydi, mükemmel bir baba, mükemmel bir insan fakat Roy konuşmadan ne yapacağını biliyordu fakat ona engel olan şeyler vardı şu ana kadar babasının emriyle hareket ettiği için babası söylemeden hareket etmek istemiyordu, Ragnar’ın sinirli bir şekilde bağırışları ilk yardım kitini bir türlü bulamadığının habercisiydi ev baştan aşağı yağmalanmıştı. Roy gözlerini kapıdan içeriye dikti Rollo’da onunla beraber kapıya doğru baktı, Roy tekrardan Rollo’ya dönüp acılı ve titreyen bir sesle “A-annenin verdiği görev benim yaş-şama amacımdı, artık senin yaşama amacınsa Ragnar. Bir hiç uğruna acı çekiyorum…” konuştukça hüzünlendiğinden dolayı sesi daha da gürleşmeye başladı “…Y-yapman gerekeni biliyorsun evlat.” Ragnar’ın titreyen sesiyle bağırması çaresizliğinin ve umutsuzluğunun göstergesiydi o da biliyordu fakat kabul etmek istemiyordu yapılması gereken şeyin tek çare olduğunun farkındaydı fakat bunu yapılırken görmek istemiyordu “Tanrı sizi korusun, evlatlarım.” diyip gözlerini kapattı ve kaderine razı oldu.

Rollo babasını fazla bekletmeden doğruldu ve silahın namlusunu Roy’un alnına doğrultup “Özür dilerim baba.” dedikten sonra baş parmağıyla silahın horozunu çekti babasının sesini son kez duymak istercesine bekledi “Sorun değil evlat.” bu sözler vicdanını rahatlatmıştı fakat fazla uzun sürmedi, tetikten çıkan “klik” sesi büyük bir patlama sesine dönüştü, gözleri kapalı olsa da kulaklarını kapatamazdı babasının öylece yere yığılma sesini duydu gözlerinden yaşlar süzülürken hızlı adımlarla dışarıya adımlayan Ragnar’a doğru baktı. Ragnar babasının cesedine bakmaktaydı ikisinin de gözlerinden yaşlar süzülüyordu, Ragnar tekrardan hırsına yenik düşüp abisinin üzerine doğru hızlıca koşup ittirmeye çalıştı fakat Rollo kendini savunmak amaçlı Ragnar’ı geriye ittirdi ve yere düşmesini sağladı, yere kapaklanan Ragnar’ın anlık olan hırsı dindi ve yerde oturup öylece babasının cesedine bakındı. Rollo ise sağ eliyle duvara dayalı küreği kavrayıp annesinin mezarının yanını kazmaya başladı, yeteri kadar derini kazdıklarında ikisi de babasını beraber kaldırıp mezara attılar, üzerini bir güzel toprakla kapattıktan sonra aylaklar oraya varmadan hızlı bir şekilde beraber arabaya atlayıp şehre doğru ilerlediler.


Los Santos, Vinewood
Yıl 2035
Şubat 10

Soğuk, sağanak yağmurlu bir gündü, bugün hem Ragnar hem de Rollo için özel bir gündü, bu gün Roy’un doğum günüydü ikisi de yasını kendi içinde yaşamakta ve hüznünü içinde tutmaktaydı hava adeta onlar için ağlıyordu, onlar ağlamış olsa bile yağmur damlaları göz yaşlarını gizleyecek büyüklükte ve hızdaydı daha önce hiç böylesine bir boşlukta hissetmemişlerdi kendilerini. İkisi de ne yapacaklarını bilmezken çatıda öylece duruyorlardı, en son 14 yıl önce duydukları siren sesleri yağmurun sesini bastırırken dikkatlerini oraya çekti.

Siren seslerinin ardından gelen dev ayak sesleri yeri sallıyormuş hissine kapılmaya sebep oluyordu, hızlıca bir yere siper alıp kendilerini göstermeden izlemeye koyuldular, aracın arkasından neredeyse araçla aynı hızda koşabilen bir yaratık koşuyordu tahmini 3 metre boylarında bir şeydi ve görünüşü insanı andırıyordu ikisi de şaşkın gözlerle ilk defa gördükleri yaratığın ne olduğunu merak edercesine bakıyorlardı.

İnsanlara güvenmediklerinden dolayı tek yapabildikleri izlemekti sadece, sirenleri açık olan zırhlı aracın içerisinden taramalı tüfeğe sahip dört adam indi ve son çare olarak yaratıktan kaçmaktansa ona ateş açmaya başladılar, mermiler ne kadar yaratığa deyse de herhangi bir şekilde hasar almıyordu, dört tane insan yarım dakikada yaratığın üzerine tam olarak 1200 mermi boşaltsalarda ne yapsalar nafileydi, yaratık hiçbir şekilde durdurulamılıyordu ve beklenilen senaryo gerçekleşti, acımasız bir şekilde hepsini birden parçaladı sinirine hakim olamayan 3 metre boyundaki yaratık zırhlı araçları oyuncaktan farksızmış gibi etkisiz hale getirdi.

Bölgeye aylakların doluşmasıyla beraber cesetlerin sadece kemik parçaları ve zırhtan ısırılmayan bölgeleri kalmıştı etraf sessizleştikten sonra ikili, çatıdan güvenli bir şekilde inip cesetlerin yanına vardılar, çelik yeleklerinde daha önce karşılaşmadıkları bir oluşum ismi yazmaktaydı “Judge” ikiside bir süre birbirine baktılar ardından üzerlerini aramaya koyuldular, silahlar kullanılabilirliğini yitirmişti “Judge” üniformalı adamların sadece birinin üzerinde Paleto Bay isimli bir kasabanın güvenli bölgeye çevrildiği 2022 yılından kalma yıpranmış posterler vardı, posterdeki tarih çok eski olduğundan dolayı umursamayıp “Koca Aylak” ismini verdikleri yaratık oraya tekrardan dönüş yapmadan güvenli bölge varsaydıkları çatılarına geri döndüler.


Los Santos, Paleto Bay
Yıl 2038
Günümüz

Hiçbir umut kalmamıştı, bir tarafları bıkmıştı yalnızlıktan bir tarafları da yalnız olmanın daha iyi olduğunu savunuyordu ama ellerindeki erzak yavaş yavaş tükeniyordu, ellerindeki tüm kendilerini savunabileceği eşyalar yavaş yavaş kırılmaktaydı başka herhangi bir seçenekleri yoktu. Akıllarına üç yıl önce gördükleri “Koca Aylak” tarafından parçalanan Judge isimli oluşuma ait adamın üstünde bulunan 2022’ye ait Paleto Bay posteri geldi ve onlar için tek umut kaynağı haline geldi, artık bir amaçları vardı o da halen öyle bir yerin var olup olmadığı hakkında meraklarını kapatmaktı.

Yürüyerek şehrin bir ucundan bir yanına ulaşmak zordu tabii, altlarında sadece ayakları vardı ve asla durmadan yollarına devam etmek zorundaydılar her geçen gün zaman daralıyordu ve erzaklar tükeniyordu salgından 16 yıl sonra etrafta market stoklarını yenileyecek kimse kalmamıştı çoğu konserve besin çürümüş haldeydi tek yapabildikleri yollarına çıkan denize bağlı akarsulardan yaşama tutunabilmiş balıkları yakalayıp yemekti, yaşam şartları onları ne kadar zorlasa da zorluklara göğüs gerdiler, güvenli bölge dışarısında herhangi bir insanla karşılaşmamak için dağlık alanlardan gittiler en sonunda dik tepeden aşağı inmeyi başardıklarında karşılarına büyük bir sur çıktı öğle vakti olduğu için “Judge” isimli oluşumdaki kişiler içeri alıp üstlerine kontrol sağladılar, üstlerinde ne bir telsiz ne de kesici bir alet olduğundan dolayı içeri alıp onlara bir kimlik çıkarttılar. Rollo’nun çantasının bir bölmesinde ilk defa gördüğü bir not bulunmaktaydı mektubun üzerinde 2022 yılında yazıldığını söyleyen bir yazıyla beraber içine güzel bir el yazısıyla not yazılmıştı:

Evladım Rollo, sizi yarıyolda asla bırakmak istemezdim, yanlış anlama bu bir intihar mektubu değil, zamanından önce görürsen diye söyleyeyim dedim. Sadece her daim annenizle beraber yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz.
Varlığınız sürdükçe ruhumuzun baharı olacaktır, siz savaştıkça ruhumuz yaşlanmaya devam edecektir, siz nefes aldıkça asla cehennem ateşi bize dokunmayacaktır. Benim güzel evlatlarım annenizin bana verdiği görev sadece benim için geçerli değildir aslen birbiriniz içindir, asla birbirinizi üzmeyin, birbirinizden başkasına güvenmeyin. Son olarak gençliğinizi doya doya yaşayamamış olsanız da içinizdeki çocuğu asla kaybetmeyin…
.
Sevgiler Roy Eriksen ve Freyja Eriksen

Mektubun üzerinde 16 yıl önceden kalma kağıdın buruşukluğundan ve hafif renk tonu değişikliğinden belli olan muhtemelen Roy’a ait bir gözyaşı mevcuttu, yanında ise muhtemelen Freyja’ya ait olan kanlı bir parmak izi.

Artık tamamen göçebe bir hayat yaşıyorlardı ikisi de, ikisinin de doğum günleri gelip çatmıştı Rollo çoktan 32 yaşına, Ragnar ise tam anlamıyla 25 yaşına basmıştı fakat ikisi de babaları öldüğünden beri adam akıllı doğum günlerini kutlamamışlardı, kutlamayacaklardı da artık hiçbiri çocuk değildi, hiçbir zaman da çocuk olamadılar onlar yaşam savaşını içlerindeki çocuk öldükten sonra kaybetmişlerdi. tek amaçları ruhsuz bedenlerini, ruhsuz yaratıklardan uzak tutarak hayatta kalmaktı ve başardılar, şimdilik.

1 Beğeni

Ragnar denen herifi çok sevdim

2 Beğeni