23 Haziren 2018’de, Hollanda’nın Amersfoort şehrinde doğan Victoria, annesi Ava ve babası Drew’in tek çocuğuydu. Annesi, insan psikolojisi üzerinde eğitim almış ve bu konuda kitaplar yazmış ünlü bir yazardı. Babası ise kendisini ülkesine adamış üst rütbeli bir hava askeriydi. Annesi ve babası, Victoria’yı sevgi ve şefkat içerisinde yetiştirip, şiddet, ırkçılık ve statü ayrımından uzak şekilde kızlarına bir gelecek vermeyi planlıyorlardı.
Dört yaşına kadar sakin ve huzurlu bir bebeklik dönemi geçiren Victoria, komşularının kızı olan Allison ile birlikte bu yaşa gelmişlerdi. Anneleri yakın arkadaş olan bu iki tatlı bebek birlikte oyunlar oynar ve birbirlerini çok severlerdi. Annelerinin öğrettiği gibi paylaşmayı ve insanlara saygı duymayı öğrenmişler ve hayatlarını bu ideoloji üzerinde ilerletmişlerdir.
Bu huzurlu ve sakin yaşam tüm dünyayı saran zombi istilası ile son bulur. Eski huzurlu anlarını yitiren Victoria’nın ailesi bir çözüm yolu arar ve babasının aklına bir fikir gelir. Ailesini ve Allison’un ailesini yanına alarak yola çıkar. Rütbesini kullanarak dikkatli bir şekilde askeri üsse gider. Askeri üsten demokratların kullandığı bir jeti çalar ve havalanır. Ava eşine bir soru sorar “Nereye gidiyoruz?” der. Ardından cevap veren Drew “Bizim ekipten aldığım bilgiye göre Amerika’da daha fazla sığınak ve daha çok güvenli bölge olduğu için Amerika’ya gidiyoruz.” der.
Amerika’nın Madison kentine güvenli bir şekilde varan bu iki aile, kendine korunaklı bir sığınak bulur. Sığınakta yeni yeni insanlar tanıyan Victoria’nın ailesi onlarla beraber yaşamayı öğrenmişlerdir. Zaman geçtikçe büyüyen Victoria, annesinin ona aşıladığı gibi insanlara sempatik ve saygı çerçevesi içinde yaklaşmaya devam eder. Bu süreçte sığınakta beraber yaşadığı insanlarla çok yakın arkadaş olan ve beraber büyüyen Victoria onları da ailesi gibi görmeye başlamıştır. Bu yakın arkadaşlarının isimleri; Brain, Jack ve Chris’tir. Fakat aralarından birini hiçbir zaman arkadaş olarak görmemiştir. Duygularını her zaman saklamaya çalışan Victoria, bu sefer normalden farklı davranıp kendisini Allison’a açık etmiştir.
Genellikle akşamları Allison’la beraber baş başa sohbet etmeyi seven Victoria onunla her zaman en iyi arkadaş ve sırdaş olmuştur. Bir akşam yine sohbet ederken Allison bir şey söyler “Victoria sanki Brain’a herkesten daha farklı davranıyor gibisin?” der. Bu cümleyi duyan Victoria heyecanlanır ve kızarır “Çok mu belli ediyorum?” der. Daha konu bitmeden Victoria’nın babası bir anda gelmesiyle konuyu kapatmalarına sebep olur. Drew iki küçük kıza silah eğitimine gideceklerini ama bunun uzun bir süreç olduğunu söyler ve ikisine de sarılarak, “Umarım hiçbir zaman silah kullanmak zorunda kalmayacağınız bir hayatınız olur” der.
Zaman tüm hızıyla geçerken iki dost silah eğitimlerinde ilerleme kaydetmeye başlamıştır. Bir gece yarısı Victoria ve Allison sohbet ederken bir anda kırmızı alarm sesleri işitilir. Korkuyla birbirine sarılan iki arkadaş odadan çıkıp ailelerini aramaya başlarlar. Etrafta bir kaos vardır, insanlar koşturup bağırıyordur. Victoria bu alarmın ne için olduğunu biliyordur. Babasına seslenerek onu bulmak için koşuşturur. Bu sırada Jack ile çarpışır ve onu arayan Brain, Chris ikilisi ile karşılaşır. Brain, Drew’in öğrettiği kaçış planının uygulanması gerektiğini söyler ve Victoria’yı sakinleştirmeye çalışır. Allison’ın yokluğunu fark eden Brain, Victoria’ya onu sorar ama Allison ortalıkta yoktur. Brain, Chris’e “Victoria ve Jack’i yanına al ve planı uygula. Ben Allison’ı bulup geleceğim. Hızlı olun!” der.
Chris, Jack ve Victoria plana sadık kalarak sığınaktan bir şekilde çıkarlar. Çıktıkları ilk anda bir zombi tarafından neredeyse saldırıya uğrayacak olan Victoria’yı maçata ile etkisiz hale getiren Chris, Victoria’nın şoka girdiğini fark eder. Victoria bağırmaya ve ağlamaya başlar. Chris onu sakinleştiremeyeceğini anlar ve sırtına alarak orman boyunca koşmaya başlar ama Victoria’nın bağırıp ağlaması zombilerin dikkatini çektiği için tehlike altındadırlar. Chris bunu bilerek hızlı hareket etmektedir ama peşlerinde çok sayıda zombi vardır. Chris gözüne kestirdiği kuytu bir ağacın kovuğuna Victoria ve Jack ile beraber girer. Victoria’nın ellerinden tutarak gözlerini kapamasını söyler ve bir şarkı mırıldanmaya başlar. Bunu duyan Victoria’nın ağlaması kesilir ve sakinleşmeye başlar. Bu şarkı Victoria’nın annesinin en sevdiği şarkıdır.
Bir süre saklanan ve sakinleşen üçlü tekrar yola koyulur. Çeşitli tehlikeler ve endişe ile geçen gecenin sonunda çok bekledikleri halde Brain ve Allison’dan bir işaret alamamışlardır ama Victoria gördüğü her Yalnız Selvi ağacına kendi şalının bir kısmını yırtarak bağlar. Böylece Brain ve Allison yolu kaybetse de bulabileceklerdir. Sonunda Drew’in gösterdiği sığınma alanına ulaşan üçlü beş gün boyunca Brain, Allison ve ailelerini bu alanda beklerler. Artık Paleto’ya gitmeleri gerektiğini direten Chris bir türlü Victoria’yı ikna edemez çünkü Victoria inatla onların geleceğine düşünür ve oradan ayrılmak istemez. Bir gece yarısı Victoria uyurken Chris, Victoria’yı kucaklar ve yolculuğa başlar. Victoria uyanınca ona kızacağını bildiğinden o bölgenin de artık güvenli olmadığını tek güvenli yerin Paleto olduğunu söyleyerek yalan atar.
Günler ayları, aylar yılları kovalar ve nihayet güvenli bölge olan Paleto’ya ulaşırlar. Victoria, Jack ve Chris dört duvarla çevrili Paleto’nun önünde durur ve uzun süre beklerler. Victoria’nın içinde hiç kaybetmeyeceği bir umut olan sevdiklerini tekrar görme düşüncesi onu sık sık geldiği yöne bakmaya iter. Burada ne yaşayacağını, neler göreceğini bilmeyen Victoria için her şey aslında yeni başlıyordur.