Brandon Scott Redwald
Mutlu bir aile tablosu, gerçekten öyle mi?
Brandon Scott Redwald, 24 haziran 2014’te Chirs ve Florence çiftinin ilk çocuğu olarak Valentine City’de dünyaya geldi. Babası yıllarca Ingiltere özel kuvvetlerine hizmet etmiş bir asker annesi ise Fransadan Valentine City’e gelmiş bir moda tasarımcısı-kozmetikçiydi. Çocukluğu boyunca sessiz sakin ve sorun çıkarmayan biriydi Scott. Annesinin sözünden çıkmazdı, oldukça da akıllıydı. Yürümeyi, konuşmayı ve gelişimsel faaliyetlerini yaşıtlarına kıyasla çok daha erken yaşlarda yapmış ve öğrenmişti. Ebeveynlerinin işleri sebebiyle vaktinin çoğunu bakıcılar ile geçirmiş olsa da Annesine çok düşkün babasına ise düşünme yetisi olduğundan beri bir o kadar hayrandı. Babasını çok az görse de annesi işlerini onun için aksatmayı tercih edebiliyordu. Babası ne kadar sert, baskıcı ve disiplinliyse annesi de bir o kadar nazik, sevecen ve rahat bir şekilde scott ile iletişim kurmaktaydı. 17 Ağustos 2018’de her ne kadar istemese de kardeşi Liana Redwald’ın dünyaya gelmesi ile birlikte hayatı tamamen değişmişti. Scott, küçük yaşına rağmen abilik vasıflarını çabuk kabullenmiş ve korumacı olmaya çalışmaya başlamıştı. İkinci çocuğundan sonra işini evden yürütme kararı alan annesi ile birlikte üç kişilik bir aile olmuşlardı. Babasının kalıcı işleri onu neredeyse görmelerini imkansız kılmaktaydı.
(Scott 4 yaşındayken)
Kıyamet mi? O nasıl bir şey?
Tarih 28 Şubat 2022
Scott’ın okuldan dondüğü sıradan bir gün gibiydi. Annesi onu kapıda karşılamış ve her zamanı gibi birlikte eğlenceli vakitler geçirmişlerdi. Anlık duydukları bir çığlık ile Florence hızlıca doğrulmuş ve kapıları kitlemişti. Koşarak Lianayı aldıktan sonra herkesi hazırlamış ve bekleyişe geçmişlerdi. Dışarıda kıyamet koparcasına bir kalabalık ve kaos vardı. İnsanlar birbirlerine saldırıyor ve polisler vatandaşları öldürüyorlardı. Haber kanalları Humaine Labs hakkında tuhaf şeyler yazarak yayılmaya başlamış olan bir hastalıktan bahsediyordu. Tüm bunların üzerine Florence, Chris ile iletişime geçerek durumlarını anlatmıştı. Chris bağlantılarını kullanarak ailesini Valentine City’nın dış tarafında kurulmuş olan güvenli bir askeri bölgeye aldırtmıştı. Burada kendilerine güvenlik sözü verilmiş ve korumaya alınmışlardı. Uzunca bir süre burada kalmışlar fakat burada geçen her günde Ada daha da betir bir hal almakla birlikte resmen yaşam yok olmaya başlıyordu. Şehir içerisinde insanlar ölüyor, bu durum kırsal bölgerele sıçramaya başlıyordu. Hayatları daha da kötü bir hal almaya başlıyordu.
(Chris Redwald’ın ordudan fotoğrafı)
Yaşam ve ölüm arasında
Askeri yerleşkede kaldığı süre boyunca yıllarca eğitim alan Scott kendini koruma konusunda oldukça geliştirmişti. Fiziksel ve mental olarak oldukça iyi durumda ve tek önceliği ailesi durumundaydı. Bu durumda olsalar da kendine yol arkadaşı sadık dostu Maverick ile tanışmıştı. Her şeyleri beraber gitmekle beraber aileye dahil biri olmuştu. Yaşam durmuş ve kış gelmişti. Sayıları fazla olmamakla birlikte erzakları da o kadar fazla değildi. Onlar gibi farklı yerleşkeler de vardı fakat herkes iyi niyetli değildi. Dışarıda yağmacılar, soyguncular hatta öldürmekten keyif alan insanlar hala vardı. Gerçek dunyanın yüzüyle çok karşılaşmasa da Scott durumun farkındaydı. Akşam saatlerinde yemek vakti geldiğinde yüksek bir ses ile herkes yerinde fırlamıştı. Kapıya yapılan saldırıda muhafızlar düşmüş ve yağmacılar içeriye doğru koşuşturmaya başladığını görmüştü. Olayın başlamasıyla birlikte ailesine koşarak onları arka kapıya doğru götürmüş ve çağırılması üzerine ailesini güvenli bölgeye bırakarak içeriye yönelmişti. İçeride verilen büyük mücadele sol omuzundan yara almış ve kısa süreli bir baygınlık geçirmişti. Gözlerini açtığında ayakta kalan kimsenin kalmadığını, içerisinin komple yağmaladığını görmüştü. Deli gibi etrafta annesini ve kardeşini aramış fakat ikisine de ulaşamamıştı. Gözlerinin kararması ile birlikte yavaş bir şekilde kendini yere bırakmıştı. Son kalan gücü ile bir ateş yakmış ve bıçağını ateşin üstüne atmıştı. Babasını uzun zaman önce hayallerinin kahramanı yapan Scott, Annesi ve kardeşinin de ölmüş olabileceği düşüncesi ile baş başaydı. Önünde iki seçeneği vardı, kurşunu çıkarmak ve devam etmek ya da hayatına son verip yeni bir hayata kavuşmak…
(Kıyamet öncesi Florence)
Güvenli bir yer mi varmış?
Yaşamaya tercih, böyle bir dönemde ne kadar mantıklı ki? Her gün ölüme daha yakın başka bir gün ölmek için o gün hayatta kalmak. Uzun süre boyunca Maverickle birlikte hayatta kalmışlardı. Bu süre zarfında çeşitli yerleşkelerde bulumuş ve hayatlarını sürdürmüşlerdi. Hayatı boyunca masum bir çocuk olsa artık durum değişmişti. Scott, çeşitli bölgelerden kredi alabilmek için tanıştığı kişilerle anlaşmalar yaparak onların işlerini yapmaktaydı. Ne iş olsa yapmaktan çekinmiyordu. Antlaşma sağlayıcısı, kelle avcısı, hırsız, soyguncu bunlar yaptığı şeylerden sadece bir kaçıydı. Yaptığı işlerin karşılığında aldığı lakaplardan sadece biriydi. Genç yaşına rağmen yapamadığı iş olmaması ve kırmızı kafasından dolayı insanlar, Scott yerine Highlander lakabını kullanmaktaydı. 20 li yaşlarına geldiğinde her zaman yaptığı gibi kendini düşünmeden iş aldığı günlerden birinde yaşadığı ihanet yüzünden canını zor kurtarmış ve iş yaptığı değerli kişilerin can verdiğini şahit olmuştu. Maverick olayların üstüne Scott’ı zor da olsa tüm her şeyden uzak tutulmuştu çünkü birbirlerinden başka kimseleri kalmamıştı. Uzun konuşmalar ve yolculuklar sonucundan Paletonun varlığından haberleri olmuştu. Scott belki annesini ve kardeşini burada bulabileceğini ummuştu. Maverick’in de isteği ile Paletoya varmışlar ve burada yargıç kontrolünden geçerek yeni bir yaşama başlamışlardı.
Belki de çoktan ölmüşüzdür?
Son güvenli bölge paleto. Burada çokça arkadaş edinmişti scott, insanlar gerçekten de yeniden bir araya gelebilir diye düşünmeye başlamıştı. Yargıç sistemi çok hoşuna gitmişti ve onlar gibi olabilmeyi istemişti. Fakat her şey göründüğü kadar beyaz değildi. Kendi içerisinde de paleto karışık bir yerdi. İnsanlar ikiye ayrılmış durumdaydı. Bu özellikleri taşısa da isyankar veya direnişçi biri olmayı tercih etmemişti. Fakat bu cesareti gösterebildiği için Timmy’e hayranlık beslemekteydi. Yanlış yönetim ve tercihler sonucu daha da kötü bir duruma gelen paleto yıkılışa sürüklenmekteydi. Scott bu yıkılışın içinde son umudunu da kaybetmeye yaklaşmıştı. Olaylar çığırından çıkmadan önce paletodan ayrılmıştı. Çok geçmeden paleto yıkılmış ve ardından Valentine City bombalanmıştı. Bu sürede şehir içerisinden uzak kısımlarda bir yer altı sığınağına girmiş ve burada kalmıştı.
Hikaye devam ediyor…